Ailenin Darmadağın Edilmesi:
Aile, Yüce Allah'ın, kendileriyle yeryüzünü imar edeceği doğru çocukların yetiştirilmesi için fıtratta var ettiği tabii kucaktır. Ailenin psikolojik, sinirsel, mali ve toplumsal yükümlülükleri vardır. İnsanlar, "fıtratları gereği" doğru fıtratları üzere bulunduklanı takdirde, bu yükümlülükleri eksiksiz yerine getirmeye yönelirler. Çünkü her şey yoktan var eden Yaratıcı, bunu onların fıtratlarına yerleştirmiştir. Fakat bu fıtrat baş aşağı çevrilir ve olabildiğince yararlanmak, metadan faydalanmak fıtratın en büyük arzusu haline gelirse, bu sefer bu yükümlülükleri ağır bulmaya başlarlar. Çünkü bu yükümlülükler yararlanmaya sınır getirir ya da onun hacmini küçültür. Bunun sonucunda insanlar evlilikten ve aileden kaçıp uzaklaşır ve "arkadaşlık" adını verdikleri kirli ve kokuşmuş ilişkiyi ona tercih ederler. Kısa sayılmayan kirlilik ve oyalanmayla geçen bir süreden sonra evlenecek olurlarsa, beşer evladının, beşeriyetinin, insanlığının anlamını öğreneceği duygularla, sıcak ünsiyetli, istikrarlı ve sükûnetli evlilik hayatı söz konusu olmaz.
Sayfa 124Kitabı okudu
Hz Muhammed'in Nağmesi
Kayalıklardan fışkıran,
Şu neşe pınarına bakın,
Bir yıldız çakışı sanki;
Bulutlar üzerinde
Yüce ruhlar beslemiş gençliğini,
Derûnunda koruluktaki kayalıkların.
Taptaze gençliğiyle,
Aşk
"Evlenmek sünnettir" dedi iç çekerken gülümsemesine. "Eşe olan muhabbet de sünnettir. Eşime aşkla bakıp, o aşkı İlâhî aşkla harmanlamak; aşkın zekâtı değil midir?"
"Değildir!"
"Nasıl değildir?"
"Değildir işte!"
"Sevmenin haram olduğunu mu söylersin?" dedi.
"Hayır, sevmek sünnettir ama aşk başkadır. Kula aşk yoktur. O bağlılığın ismi putluktur, aşk değildir! Nasıl ki; Allah 'Kalpler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur' diyor. Yani, mana ediyor ki; kalbin fıtratında 'aşk' vardır. Aşk en başta Allah'tan çıkan bir hazineydi, yine Allah'a dönecek olan bir hazine... Allah âlemi aşkıyla yaratıyor, bu melekler arasında bir sır idi. Şeytan bunu bilemedi, erişemedi. Sonra bu insana verildi. Allah (c.c.) 'Ben âlemde hiçbir dağa taşa sığmam, yalnız kulumun gönlüne sığarım' demekle kalbin fıtrat gereği yalnız Allah'a muhabbet besleyeceği işaret olunmuştur. Bu noktada tamah etmek nefsin kalbe en büyük savaşıdır. Yani; kalp yalnız Allah'ı sever..." dedim kafa sallayıp gülümserken.
Sayfa 87 - Hakan Baştürk
İnsan bütün zîhayat âlemi içinde nazik, nazenin, nazdar bir çocuk hükmündedir. Rahmanürrahîm'in dergâhında; ya za'f u acziyle ağlamak veya fakr u ihtiyacıyla dua etmek gerektir. Tâ ki, makasıdı ona müsahhar olsun veya teshirin şükrünü eda etsin. Yoksa bir sinekten vaveylâ eden ahmak ve haylaz bir çocuk gibi; ben kuvvetimle bu kabil-i teshir olmayan ve bin derece ondan kuvvetli olan acib şeyleri teshir ediyorum ve fikir ve tedbirimle kendime itaat ettiriyorum deyip küfran-ı nimete sapmak, insaniyetin fıtrat-ı asliyesine zıd olduğu gibi, şiddetli bir azaba kendini müstehak eder.
Sayfa 210 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Esma-ül-Hüsna
Fütuhatı Seyyid Muhammed Ruhi
Esmaül Hüsna 2 cilt 322 323 324 sayfalar
Ya Alim İsmi Şerifi
İlmin insana günah olarak geri dönmesi
Cenabı Hakk'ın Ya Alim İsmi Şerif'inin akıldaki tecellisi idraktir.
İdrak söylenmiş olan sözün insanın aklındaki nöronlarda toplandıktan sonra bunun sonuca bağlanabilmesi yeteneğidir. İnsan duymuş
Sayfa 322 - Ruhi YayıneviKitabı okudu
Fıtrat ebediyete namzettir.
Siz, son nedir bilmeyen sonsuz hayatın bir çocuğusunuz.
Sayfa 51Kitabı okudu
Sabredilecek olan gerçekten çocuğun davranışları mıdır? Yoksa o davranışların anne-babada uyandırdığı duyguya mı sabretmek lazımdır?
Sayfa 122Kitabı okudu
Bir Müslüman nefsi öyle istedi diye hiçbir duygunun peşinden gitmez. Aksine, bir Müslümanın öfkesi, ancak Allah için olduğu oranda makbul ve gereklidir.
Lakin bu duyguların yanında nefret, kin,haset gibi kişinin imtihanı olan duygular da vardır. İnsanın en büyük imtihanlarından biri de bu duyguları yönetebilme becerisidir. Zira yönetilemeyen her duygu, kişinin ‘nimetine’ değil ‘nikmetine’ yol açacaktır.
Sayfa 70Kitabı okudu
Kalbin kıblesi şaştığı durumlarda, şefkatin de kıblesi yanlışa yönelir.
Evladımızın sahibi de, terbiye edeni de Yüce Mevla’dan başkası değildir. Ve her ebeveyn “ben/benim” dediği her bir anı kendine imtihan vesilesi edecektir.
"Kim benim zikrimden yüz çevirirse ona dar bir hayat vardır"
Dar bir hayattan kasıt rızık darlığı değil,kalp darlığıdır. Kişi Allahı ilah edindiği oranda rahatlık ve sükût bulur, uzaklaştığı oranda da darlık ve sıkıntı çeker.Bizler fıtrat gereği mutlaka itaat etme ve boyun eğme üzerine yaratılmışızdır eğer bu ilah Allah olmazsa kalp mutlaka başka şeylere meyleder bu konuda sıkça Allahı nefsimize hatırlatmalı ve Allahn ismi âzamlarını dualarımıza eklemeliyiz. İsmi âzamla edilen dualara Allah icabet eder.