_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
Freud' a göre kişilik, birbiriyle etkileşim halinde bulunan id, ego ve süper-ego olmak üzere üç unsurdan oluşmaktadır. id; kişiliği oluşturan doğal yapıdır, dürtüsel ve asosyaldir her zaman kendini düşünür ve zevk peşinde koşar. ego; idin ihtiyaçlarını karşılamak için uygun ortam olup olmadığına karar verir ve uygun ortam arar. süperego; ahlak gözcüsü gibi davranır ve hazdan çok ideal olanı arar.
Sayfa 49 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Freud, kişiliği anlamak için bilinçaltını, "id", "ego" ve "süperego" olmak üzere, birbiriyle etkileşim içinde olan üç bölüme ayırmıştır. Bastırılmış bilinç, bilinçöncesi ve bilinçaltından oluşan dinamik bir boyut içindeki bu katmanların her biri, insanın kendi kültürünü yansıtır. Kısaca değinecek olursak; id, kişinin ilkel benliğidir, cinsel dürtüler (libido) burada saklanır ve ego bu dürtüleri bastırmakla sorumludur. İd cinsel dürtüleri dile getirdiği sırada, ego, bilinçli bir şekilde "perde anı" mekanizmasıyla, hatırlanması sakıncalı olan bir anı, perde arkasına alır. Freud'a göre, “Ego, dış dünyadan gelen kısıtlamaları ide aktarmakla görevlidir. İddeki zevk temelli istekleri, mantık temelli isteklere dönüştürmeye yardım eder." Bu nedenle ego, gerçek ve dış dünyayla olan bağlantıyı sağlar ve ruhsal yapının karar verme organıdır, idi zapteder. Süperego ise bireyin davranışlarını süzgeçten geçirerek, bireye, "bu yaptığın doğru" ya da "bu yaptığın yanlış, utan kendinden" mesajlarını verir. Toplum tarafından onaylanmış değer yargılarına göre karar verir. Freud'a göre süperego, Oedipus kompleksine karşı bir tepki olarak gelişmiştir; baba figürünün koyduğu kısıtlamaları ve yasakların içselleştirilmesini temsil eder.
Sayfa 305Kitabı okudu
104 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Id, Ego ve Superego
Psikoloji temalı eserleri oldum olası sevmişimdir. Asıl öznesi gezegendeki en komplike bilinçaltına, öngörülemeyen davranışlara ve fikirlere sahip insan canlısı olduğu için kişisel bir ilgi duyuyorum bu bilim dalına karşı. Dr Jekyll ve Bay Hyde, iki ana karakter üzerinden müthiş bir metaforik anlatımla kişilik bölünmesi konusunu işleyen ve bu
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 201520,3bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bilim kurgu ve polisiye esintileriyle akıp giden bir eser: Dr. Jekyll ve Bay Hyde - Tuhaf Bir Vaka Kitabın adında da olduğu gibi hakikaten "Tuhaf Bir Vaka" : Dr. Jekyll hiç de kendisine uygun olmayan bir arkadaş edinmiş, hatta o kadar ki bu arkadaşa servetini emanet edecek kadar güvenmektir, Hyde ismindeki bu arkadaşı görende ürperti ve tiksinti uyandırmaktadır ve tabiri yerinde ise "yüzünden nur akan" Dr. Jekyll ile arkadaşlığı asla anlaşılmamaktadır. Kitap Dr. Jekyll'in avukatı ve yakın dostu Utterson'un arkadaşının son zamanlardaki değişimini anlamlandırması üzerine kurulu. Ben kitabın arkasını da okumadan başladığım için benim için oldukça sıra dışı ve heyecanlı ilerledi. Aslında psikoloji bilimi açısından çok yönlü incelenebilir bu eser, Freud'un İd, Ego ve Süperego kavramları için güzel bir örnek niteliğinde. İlk defa duyanlar için bu kavramları kısaca açıklamak isterim. Freud'a göre insan var oluşu itibariyle "Cinsellik ve saldırganlık" dürtüleri ile doğar, Freud bu dütrülere "İd" adını vermiştir, aslında hayatta kalmak için gerekli olan yemek yeme, kendini koruma gibi temel ihtiyaçlar da "İd" in içindedir. "Süperego" ise İd'in aksine ahlaki yanımızı oluşturur. İd ve Süperego zıtlığı bir dengesizlik yaratır ve bizler bunu "Ego" ile dengeleriz. Bir dengesizlik olduğunda işler karışır: kitapta da id ve süperegonun kavgasını okuyacaksınız aslında.
Dr. Jekyll ile Bay Hyde
Dr. Jekyll ile Bay HydeRobert Louis Stevenson · İş Bankası Kültür Yayınları · 201520,3bin okunma
Freud'a göre zihin üç bölüme ayrılıyordu: ego (ben: bilinçli ve akılcı benlik); süperego (üstben: vicdan, toplum kurallarına bazen aşırı sadık olma) ve id (altbenlik: zevk arzusu, her şeyin çok ve hemen olmasını istemek). Freud üzerine ders verirken zihnin bir at ve bu atın çektiği tekerlekli bir arabadan oluştuğu metaforunu kullanıyordum. Bu metaforda, arabacı (ego) delirmiş bir şekilde aç, arzu dolu ve itaatsiz bir atı (id) idare etmek için mücadele ederken arabacının babası (süperego) arka koltukta oturup ona neyi yanlış yaptığı konusunda öğütler verir. Freud'a göre, psikanalizin amacı "ego"yu güçlendirerek bu acınası durumdan kaçınmak, böylece id üzerinde daha fazla denetim kurmasını ve süperegodan bağımsız olmasını sağlamaktır.
Reklam
60 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.