Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ordu ili şivesi.
Ordulu ; Tuzlu Olmuş demez Çor olmuş der Ordulu : Uyuşuk demez Sömelek der Ordulu : Kaybettim demez Yitüdüm der Ordulu : Böbrek demez Boorek der Ordulu : Evet demez Helbet der Ordulu : Şekilsiz demez Gılıksız der Ordulu : Koş demez Yeriş der Ordulu : Yukarı demez Oharı der Ordulu : Elbisemi giyim demez Eenimi giyim der Ordulu : Sus konuşma
144 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İbrahim Aşki Tanık tarafından, Muhyiddin İbn Arabi’nin ünlü eseri Füfuhatı Mekkiyye’sinin Tasavvuf bahsinin çevirisidir. (Cilt 2 Bab 154) Kitapta ayrıca bulabileceğiniz çeviler, Marifet Makamı 177. Bab Ahlak Makamı ve Esrarı - Cild 2 Bab 149 Hikmet ve Hükema - Bab 126 İlahi Esmaa El-Hakim - Cild 4, Sahife 257 Akl-ı Ekber - Cild 2 Sahife 87 Fikir ve Esrarı – Bab 144 Tefekkürü Terketmek– Bab 145 Huzur - Bab 255 Gaybet: Gaiplik – Bab 244 Bir nevi içindekileri yazmış oldum.
Tasavvuf Makamı
Tasavvuf MakamıMuhyiddin İbn Arabi · Kırkambar Kitaplığı · 20068 okunma
Reklam
Kişinin hayzidir ağzında gaybet Ki gaybet söyleyen bulmaya rahmet (kişinin ağzındaki dedikodu kadının hayiz hali gibidir. Gıybet eden kişiler Allah'in rahmetini bulamaz)
Süleyman Çelebi-15.yy
Gaybet ü kibr ü riyadan key sakın Ta olasın Hazret-i Hakka yakın
"GAYBET..."
- "... Kendini kaybetme, kendinden geçme gibi anlamları vardır. Tasavvuf jargonunda Hakk’tan gelen feyz ve tecellînin çokluğu ve kuvveti sebebiyle sâlikin yaptığını fark edemeyecek şekilde kendini kaybetmesidir. Duyguların kalbe gelen feyz ve ilham ile meşgul olması sebebiyle başka şeylere ait bilgilerin ve şuurun kalpten kaybolması hâlidir. Sufiler gaybetten kastın, Allah’tan başka her şeyden ilgiyi kesmek olduğunu söylerler..." (Ahmed Sadreddin, Sûfilerin hâlleri, dunyabizim.com)
Cenab-ı Hakkın mârifeti de son derece açık ve aydınlıktır. "Ez-Zâhir" O dur. Gönüller onu bulmağa tahammül edemezler. İşte akıl ve hayale gelmeyen ne kadar mahluk varsa hepsi de O' nun kudret ve celâliyle perdelenmiştir. O, her an zâhirdir. Fakat kulda onu kendi imkanları ile müşahede imkanı yoktur. Bu şuna benzer: Hiç bir ışık güneşten daha parlak değildir. Ve hiç bir ışık yoktur ki, ondan ışık alıp onunla zâhir olmasın. Fakat güneş belirli bir zaman batmasa yahud eşyanın gölgesi yerine düşmese idi kimse yeryüzünde bir ışığın olduğunu bilmeyecekti. Bunu bilenler de bilmeyenlere anlatmak için bunun zıddını düşünüp misâl getirerek anlatmaya çalışacaklardı. İşte Cenab-ı Hak için -hâşâ- bir an için gaybet ve adem mümkün olsa idi yer, gök o anda mahvolurdu. İşte her şey onun varlığına şehâdette bir Sıfat üzeredir. Hülâsa nur, nuruyla gizlenmiştir.
Sayfa 85 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
146 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.