Kâ’b İbni Mâlik radıyallahu anh gözlerini kaybettiği zaman onu elinden tutup götürme görevini üstlenen oğlu Abdullah’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Tebük Gazvesi’ne katılmadığına dair mâcerasını Kâ`b İbni Mâlik radıyallahu anh’den şöyle anlatırken duydum: Resûlullah sallallahu
Sayfa 186 - Erkam YayınlarıKitabı okuyor
·
Puan vermedi
NİHAL ATSIZ DELİ KURT AYRINTILI TAKRİZ
Karlı bir gece kağnılarıyla yol alan ve kağnı arabasında bir kadın bulunan iki kişi gecenin karanlığı içerisinde yol alıyorlardı. Kağnıyı süren kişi uykusuz ve yorgun olmasına rağmen dikkatini korumaya çalışıyor arada bir arkasına doğru bakıp tehlikeye karşı temkinli olmaya çalışıyordu. *** Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bayazıt Ankara
Deli Kurt
Deli KurtHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 202015,8bin okunma
Reklam
Bugün (8 Ağustos) Aliya İzzetbegoviç'in doğum günü...
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Konuşan At'a işkence
Zaragoza Üniversitesi'nde Guadalaxara adında, öğrencilerin hiç sevmedikleri bir profesör vardır. Bir gece, kasabanın hemen dışındaki çayırda ölü bir at bulan öğrenciler profesörün yolunu kesip onu atın yattığı çayıra götürürler ve atın karnını yarıp iç organlarını çıkarırlar, elleri kolları bağlı profesörü buraya koyup atın derisini dikerler ve adamın başını atın kuyruğunun altından çıkacak biçimde dışarıda bırakırlar. Bütün gece bu berbat durumda kalan profesör, at ölüsünü yemeye gelen köpekleri ürkütmek için durmadan haykırır. Ertesi sabah, tarlalarda çalışmaya giden işçiler hayvanın ölüsünü görürler ve ondan gelen haykırışları duyarlar. Acele kasabaya dönerler ve büyük bir heye­canla konuşan atın tuhaf öyküsünü anlatırlar. Kasaba sakinleri tek vücut olup cesedin yattığı çayıra yaklaşırlarken, kendini kurtarmaları için çılgın­ca dikkatlerini çekmeye çalışan Guadalaxara'nın bağırmış ve haykırışlarını duyarlar. Yine de hiçbiri yaklaşamaz. Bunun yerine, bu garip haber Engi­zisyon'a uçurulur ve atın Kutsal Büro'ya götürülmesi için acilen bir emir yayımlanır. Engizisyoncular Guadalaxara'nın başının dışarı fırladığını gö­rürler ve öyküyü dinlerler, ancak, diyor Gavin: "Akıllı Kutsal Pederler onun verdiği bilgilere güvenmediler, memurla­rına konuşan atı işkenceye almaları emrini verdiler, emir yerine getiril­di, iplerini atın karnına sarmaya başladılar, üçüncü geçirişte hayvanın karnı açıldı ve Guadalaxara'nın gövdesi ortaya çıktı ve ata yapılan işkence sayesinde yaşamı kurtuldu."
Sayfa 285 - 286, Dost Kitabevi Yayınları, 1.Baskı, Şubat 2001
Mağaraya Sızan Düşmanların Trajik Galibiyeti
Tık kırttt tıkırttt. Başımın içindeki karanlık mağaralarda dökülen taşlardan çıkan sesler, anıları moloz yığını gibi yığarak hareketimi güçleştiriyor. Kulaklarımdan içeri doluşan sesler ise, içimdeki derin boşluğa isabet eden sesler olarak yer ediniyor. Her an yıkılmamak için direnen beynimin tavanındaki, duvarlarındaki taş kümeleri; gelen
BAŞVEKİL SARAÇOĞLU ŞÜKRÜ’YE İKİNCİ AÇIK MEKTUP Sayın Başvekil, Orhun’un mart sayısında size hitaben yazdığım açık mektup Türkçü çevrelerde çok iyi karşılandı. Yurdun türlü bölgelerinden aldığım mektuplarla telgraflar büyük bir efkârı umumiyeye tercüman olduğumu bana anlattı. Size gelince, bunu sizin de iyi karşıladığınızı biliyorum. Orhun’u
Reklam
660 öğeden 361 ile 370 arasındakiler gösteriliyor.