Merhaba arkadaşlar. Hepimize iyi akşamlar. Uzun yıllar sonra oldukça doyurucu olacağını düşündüğüm Anton Çehov serisini de bitirdik. Yaklaşık 10 kitabını bu süreçte okuyoruz ve okuyacağız. Bunun dışında onun öykülerinin seri olarak basımları var. Bunların Cem - İletişim ve Yordam Yayınları üzerinden yapılmış setlerinin de dağıtıma hazır olduğunun
O gece, ta kıyamete kadar gül şarkıları söylemeye, duyurabildiğim herkese gülü anlatmaya and içtim. Yeter ki kulakları sağır ve kalpleri mühürlü olmasın..
Merhaba arkadaşlar. Hepimize günaydınlar, mutlu bir gün dilerim. Öncelikle İstanbul'umuzun kurtuluşunu can-ı gönülden kutluyor, atamız Fatih Sultan Mehmet ve onun kahraman silah arkadaşlarını saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Daha sonra Rafah başta olmak üzere masum sivilleri, kadınları ve çocukları, yemek yemekte zorlanan yaşlıları, kundağı
BESÊ (kürtçe): 'Zer' şarkısı İksor köyünde çıkmış. İksor köyünü bilirsin sen. Beyaz dağın orda. Bir çoban ile ağanın kızının aşkını anlatır. Kız çok güzel sarışın bir kızmış. Bunlar köyün çeşmesinde birbirlerini görmüşler. Tabi birbirlerine gönülleri düşmüş. Çeşmenin yanında yüzlerce yıllık bir ceviz ağacı varmış. Kız suyunu doldurmuş, ağacın altından geçerken bilerek tülbendini ağacın bir dalına asılı bırakmış. Çoban da anlamış ve gidip o tülbendi almış. Ağa durumu öğrenmiş ve çobanı köyden sürmüş. Kızı da evlendirmeye kalkmış zorla. Çoban kızı kaçırmaya karar vermiş. Anlaşmışlar, kızın zorla evlendirileceği düğün gecesi bir yerde buluşup kaçacaklar. Ama kış günüymüş, çoban köye gelirken kar ve tipiye yakalanmış. Ve yolunu kaybetmiş tipide. Gelin beklemiş beklemiş, yanlış yerde mi bekledim diye yola düşmüş, o da yolunu kaybetmiş. Üstü çok ince olduğu için gelin o gece karda donmuş. Durumu öğrenen çoban delirmiş. İşte bu şarkıyı söyleyip deli divane gibi köyden köye dolaşıp durmuş. O da Dersim'in delilerine karışmış. Sonra bu şarkı dilden dile köyden köye dolanmış. Ondan sonra bu bölgede Zer ismi kız çocuklarına çokça takılmış.
'Zer ah Zer, kimin aşkı Zer... Geldim Zer'imi kaçırayım kış bastırdı... Ah Zer, kimin aşkı Zer... Geldim Zer'imi kaçırayım, yolumu kaybettim...
Zer'i gördüm kınalı çeşmede... Tülbendi takıldı ceviz ağacına... Yadigar kaldı ceviz ve tülbent bana... Ah zer ah geldim Zerimi kaçırayım yolumu kaybettim tipide...