Risale-i Nur'dan Gençlik Rehberi'nin güzelce izah ettiği gibi ölüm, o kadar kat'î ve zahirdir ki bugünün gecesi ve bu güzün kışı gelmesi gibi ölüm başımıza gelecek. Bu hapishane nasıl ki mütemadiyen çıkanlar ve girenler için muvakkat bir misafirhanedir. Öyle de bu zemin yüzü dahi acele hareket eden kafilelerin yollarında bir gecelik konmak ve göçmek için bir handır. Her bir şehri yüz defa mezaristana boşaltan ölüm, elbette hayattan ziyade bir istediği var.
“ Sabah güneşi ele avuca sığmaz bir torun gibi beyaz beyaz parıldayan tül perdeler arasından kollayarak bir göz attı içeri, en uzun ışınım alarak altın bir kalem gibi ilkin Babette Teyze’nin gecelik beyaz başlığı, sonra da yaşlı kadının nemli alnı üzerinden yürüyüp gitti. ”