Mustafa KEMAL
Dağ başını efkâr almış
Gümüş dere durmaz ağlar
Gözyaşından kana kesmiş gözlerim
Ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
Ağlar ağlar cihan ağlar
Mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
İçerek bahçen içinde defne yapraklarıydı gölgen
Hışırtılarla seyrederken üzerlerinde
Eflatun bir fino peşinde
Loş ve nefti yılanlardı bi görünüp bi yiten...
Sarmaşıklarla sarmaş dolaş
Gece bekçisiydin geceye...
Gündüzleri başka bir ıssızlık
Ihlamur kokularıyla ikindileri
İçin geçer olurdu hep...
Vaktaki - yıllar sonra doğacak kızın boyamış olmalı
An oluyor bir garip duyguya varıyorum:
Ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?
Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir!
Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir!
Necip Fazıl
ÖLÜM
“Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez”
“Şu geçeni durdursam, çekip de eteğinden;
Soruversem: Haberin var mı öleceğinden?”
“Hasis sarraf, kendine bir başka kese diktir!
Mezarda geçer akça neyse, onu biriktir!”
“Sultan olmak dilersen, tacı, sorgucu unut!
Zafer araban senin gıcırtılı bir tabut!”
“Ölüm güzel şey; budur perde ardından haber…
Hiç güzel olmasaydı ölür müydü Peygamber..