_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Onyedinci Lem'a
(Zühre'den gelmiş "Onbeş Nota"dan ibarettir.)
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Mukaddime
Oniki sene evvel inayet-i Rabbaniye ile, marifet-i İlahiyede bir hareket-i fikriye ve bir seyahat-i kalbiye ve bir inkişafat-ı ruhiyede tezahür eden bazı lemaat-ı tevhidiyeyi Arabî olarak Notalar suretinde
"Çünkü kimse birbirini tanımak için sabretmiyor artık. Kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. Oysa onu bir tanısanız, gözlerindeki hüznü bir görebilseniz. Kalbinde rengarenk çiçekler yetiştirir İsmail Abi. O çiçekler solmasın diye ağlayarak sulamak ister gibidir gözleri."
"Büyüdükçe gökyüzüne bakmayı da bırakıyor
TARHUN
Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng,
Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı
kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı.
Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek
çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli