“...İrademi avcumun içine aldığımı söylüyorsunuz değil mi? Tüm paramı istediğim yere verebilirim, rütbelerimi, nişanlarımı, süvari subaylığımı da gözümü kırpmadan masanın üzerine bırakabilirim. Ama gel gör ki, on yıldır kendimle savaşmama karşın, şu tütünü bir türlü bırakamıyorum. Durum böyleyken nasıl rahip olabilirim. İrademi avcumun içine aldığımla nasıl översin beni?” Adamın alçak gönüllülüğüne şaşmış kalmıştım.
Sayfa 435