Yazarın 'Satranç'' kitabını okuduktan sonra,bu kalemden çıkan her kitabı okuma isteğine kapılmıştım.Ve bu istek,beni bu kitapta da yanıltmadı.
Bir seyahatteyken otelde kocasını ve çocuklarını bırakıp Paris'li genç bir adamla kaçan Henrıette'nin;oteldeki insanların kimi zaman haklı,kimi zaman acımasızca eleştirileri esnasında genç bir adamın-bir kadının hayatını değiştirmeye karar vermesi için 24 saat hiç de kısa değildir-empatisine kapılıp;kendi hayatından çarpıcı bir 24 saati bu yabancıya anlatmak istemesi ile başlıyor kısa roman.
İngiliz kökenli kadının,kocasının vefatından sonra 40 yaşlarındayken;24 saat içinde ruh dünyasındaki önce heyecan,sonra yıkımlarla dolu kesitleri.
Yazım dili su gibi,betimlemeler doyurucu.Yazarı tanımaya 'Satranç'' kitabı ile başlanması tavsiyemi de ekleyerek,okunmasını öneririm.