Ne sebeple yapılıyor olursa olsun bir problemi genelleme yoluyla savuşturmak, kaçak dövüşmekten başka bir şey değildir. Medeni bir şekilde sorunu konuşup çözüm yolu aramak varken, sanki amaç konuyu kısa yoldan kapatmakmış gibi çocukça ve mantıksız bir genelleme cümlesiyle kapıyı arkasından kapatmaya çalışmak, korkak insanın tavrıdır. O seninle gerçeği konuşacak cesareti gösteremiyorsa senin de katlanmak için bir sebebin olmamalı, Kısacası, herkes emeğini ve verdiğin değeri hak etmiyor olabilir, gereksiz direnç de yersiz sabır kadar tehlikeli ve yorucudur.
Azra Kohen'in Filistin Paylaşımı Metin Analizi
Azra Kohen'in paylaşımını safsata, felsefe ve matematikteki mantık disiplinleri açısından inceleyelim: ### 1. Cümle: **"Kendi yavrusunu bombanın atılacağı megafonla üç saat önceden duyurulan ve bas bas çağırılan yere götürüp bombanın atılacağı yere oturtup köşeye geçip videosunu çekebilecek içerikte olan herkesin yok olmasını
Reklam
#5199mecliste...
Sırf kuduzdan değil saldırma sonucunda da ölen pek çok çocuk, genç, orta yaşlı, yaşlı insan oldu. Yüzlerce insan uzuv kaybı yaşadı. Bakın siz bu haberleri "ay içim kaldırmaz" deyip izlemiyorsunuz diye, yok olmuyor. "Taş atmışlardır, nanik yapmışlardır" gibi sözlerinizle alakası olmayan görüntüler duruyor her yerde. Ama şu
Hala anlamayan varsa benden uzak dursun....
Suç işleyen herkesin bir travma sonucu suçlu olduğunu söylemek genelleme yapmak olur ve her durumda doğru değildir. Suç işleyen bireylerin motivasyonları ve arka planları çok çeşitlidir... Konu çok detay vererek açıklanmaya muhtaçtır... ve fakat ben kısaca bahsetmek istiyorum.... Maddi Kazanç: Hırsızlık, dolandırıcılık
Kemalist devlet ilkeleri yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Ama Mustafa Kemal hâlâ İslam dinini de tasarılarına katmaya çabalıyordu. Geleneksel din okulu olan medreselere gerek olmadığı bir gerçekti. Yine İstiklâl Savaşı sırasında bir medreseye yaptığı ziyareti anlattı. Yörenin müftüsü öğrencilere Arapça öğretiyordu, ama ne kendisi ne de öğrenciler bu dili doğru düzgün biliyorlardı. “Vakıa ben Arapça bilmem,” dedi Mustafa Kemal, “Fakat Arabistan’da bulunduğum için anlayabiliyorum, müftü efendiden daha çok biliyorum Arapçayı... Arapça dilini öğrenmek için Suriye’ye Arabistan’a gönderelim, Arapça öğrensinler. Fakat bütün medreselerimizde anlamayan, anlatamayan kimselerin böyle faydasız şeylerle iştigaline mahal yoktur.” Eğer din konusundaki ders kitapları Türkçe yazılırsa Arapça öğrenmeye zaten gerek kalmayacaktı. Aslında bu konuda araştırma yapmak için insanın İngilizce, Almanca ya da Fransızca öğrenmesi gerekiyordu. “Çok iyi bilelim ki bizim dinimizi bizden daha çok tetkik eden onlardı (yabancılar).” Dini inkâr edenlerin bile bir dini vardır. “Dinsiz kimse olmaz. Bu genelleme içinde şu din veya bu din demek doğru değildir.” İslam ise bütün dinlerin en olgunu, en mantıklısıdır ve bilgi peşinde koşanların davranış biçimini saptar: bu nedenle din dersi kız ve erkek öğrencilerin birlikte okuyacakları tedrisatın bir bölümü olmalıdır. Resmî dini olan çoğu Avrupa ülkesinde eğitim sistemi bu biçimdeydi. Ama yine de Fransızların devrimci ilkeleri, Mustafa Kemal’in ruhuna daha yakın geliyordu.
Sayfa 436Kitabı okudu
Duygu Durumunun Algılarını Etkilemesini Önleyecek 5 Temel Prensip: 1. Olayları ve söylenen her şeyi kişisel algılama! 2. Yaşadıklarını genelleme! Çünkü bir şey, her şey değildir. 3. Felaket tellallığı yapma! Dünyanın sonu değil! 4. Herkes hata yapabilir, unutma! Zihin okuma, etiketleme! 5. Kimse senin doğrularını yaşamak zorunda değil!
Reklam
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.