Toplumu öğütlerle düzenleme çabası devam ediyor. Bu öğütlerden bir yenisi de aşk.
Ludwig Andreas Feuerbach (1804-1872), Hıristiyanlık Felsefesi’ni yayımladığı sırada (1839), Alman düşünce çevreleri Hegelciliği tartışıyorlardı. Hegel, geniş bir alanda olağanüstü etkisini sürdürüyordu.
İşte, aşk felsefecisi Ludwig Feuerbach da, bütün çağdaşları
Moğollar ve top barutu
Cengiz Han ile' Moğollarının Çin gibi kapalı bir imparatorluğu açtıkları zamandan çok önce, Çinliler
tarafından yapılan o zamana ait keşifler hakkındaki kesin bilgilerimiz çok azdır. Daha sonradan, yani 1211
senesinde Çin’de top barutundan bahsedildiğini sık sık işitiyoruz. Bu barutu Çinliler Ho- Pao dedikleri
Bana masum rolü oynama, Caligula! Hepimizin ipleri vardır, onları çekmesini bilenler bizi oynatırlar. Bu gerçeği öğrenmem için üstüne para ödendi bana.
Hayatın Anlamı
Bir zamanlar bir hükümdarın aklına şöyle bir düşünce takıldı: Eğer bir işe ne zaman başlayacağımı; kimi dinleyeceğimi; ve yapmam gereken en önemli şeyin ne olduğunu bilseydim, girdiğim her işi başarırdım.
Aklına düşenin doğrultusunda, hükümdarlığın dört bir yanına haberciler saldı; kim kendisine her iş için en uygun vakti,
Çocuklarım var mı bilmiyorum, hüznü az neşesi bol bir ev düşlüyorum. Bahçeden kopardığım çıtır çıtır sivri biberler, dalından pembe domatesler. Onları güzelce kesip zeytinyağı gezdiriyorum üstüne. Biraz da eski kaşar, ve yeşil zeytin bol limonlu. Başka şeye hacet yok. Orda öylece etrafı, hayvanları, ağaçları izleyerek yapıyorum kahvaltımı. Rüzgarda hışırdayan yaprakların sesi. İçinde kaybolup gitmek istediğim anlardan hayatın gerçeğine uyanıyorum. Zırlayan alarm!
Çocuklarım var mı bilmiyorum, hüznü az neşesi bol bir ev düşlüyorum. Bahçeden kopardığım çıtır çıtır sivri biberler, dalından pembe domatesler. Onları güzelce kesip zeytinyağı gezdiriyorum üstüne. Biraz da eski kaşar, ve yeşil zeytin bol limonlu. Başka şeye hacet yok. Orda öylece etrafı, hayvanları, ağaçları izleyerek yapıyorum kahvaltımı. Rüzgarda hışırdayan yaprakların sesi. İçinde kaybolup gitmek istediğim anlardan hayatın gerçeğine uyanıyorum. Zırlayan alarm!
Kavuşmak istemekten geçer. Çok isteyenler ve kendinden feragat etmesini bilenler ancak kavuşurlar istedikleri hedefe. Erken kalkanın yol alacağı gerçeği hayatın içinde dönüp dursa da kalmak ile hareket etmek arasındaki anlık savrulmalarda düşüncenin eyleme dönüşmesindeki tercih anı hayatın en acı kesitidir. Anlık bir savruluş bazen yüzyıllık bir yalnızlık gibi çöker insanın üstüne. Hareket etmek için ilk şart ayağa kalkmak ve eşikten atlamaktır.