Bir kadına âşık olan bir adam onu kendi narsisizminin nesnesine dönüştürür. Bu durumda kadın onun bir parçası olduğu için harikadır ve arzulanmaktadır. Kadın da aynı şeyi adamla yapabilir ve böylece çoğu kez aşktan çok sadece bir folieà deux olan "büyük aşk" vakasına tanık oluruz. Her ikisi de kendi narsizmini sürdürür, birbirine (bir başkasına da) gerçek, derin bir ilgi duymazlar, hassas ve kuşkucu kalırlar ve büyük olasılıkla her biri kendisine yeni bir narsist tatmin sağlayabilecek yeni bir kişiye ihtiyaç duyacaktır. Narsist kişi için eşi asla kendi hakları, kendi gerçekliği olan bir kişi değildir; o sadece eşinin narsistik olarak şişmiş egosunun gölgesi olarak var olur
Melankolikler ise kendi kendilerini suçlarlar. Bir melankolik şöyle der örneğin: "Bütün ailemi mahvettim" ya da şöyle söyler: "Bütün servetimi çar çur ettim, çocuklarım açlıktan ölecek." Ancak, bir kimsenin kendi kendini suçlaması
Yalnızca kendi kendilerine sevgi duyacak gibi eğitilmiş bir çocuğun bakışlarında içten pazarlıklılık ya da bir boşluk ifadesiyle karşılaşır, bazen aynı yüz ifadesine suçlularda, ayrıca akıl ve ruh hastalarında da rastlarız.
Politikada en iyi çare ve yöntemlerin kötüye kullanılabildiğini biliyoruz. İnsanlarda toplumsal işbirliği duygusu uyandırmayan hiç kimse, salt politik önlemlerle bir yere varamaz.
Bir günde sayılamayacak kadar ayakkabının üretildiği bir fabrikada çalışan bir işçi babanın, akşamında evine döndüğünde kendisinden bir çift ayakkabı isteyen oğluna, bir çift ayakkabı almakta aciz kalmasına da 'kapitalizm' diyebiliriz beyler!
#Zeo
Hiçbirimiz eksiksiz bir gerçeğin sahibi olmak lütfuna erişmiş değiliz, insanları en son ve kesin toplumsal işbirliği amacına götüren değişik yollar vardır