İnsanın kendisini bildiği bir yoldaşa ihtiyacı vardır bazen. Mutlu olmak için değil mutsuz kalmamayı öğrenmek için gerek duyar bu yoldaşa. İnsanlar tarafından canı yandığı için ister bunu. Ama en çok da aynı noktadan tekrar hançerlenmemek için hayatı tekrardan tanıması gerekir. İşte ben de bu kitapta en çok kendimiz olmayı, kendimize bile kapatmayı yegledigimiz o iklimi ortaya çıkarmaya çalıştım. Bazen fırtınayla bazen masmavi bir gökyüzüyle. Kim ne derse desin bizim en çok kendimizi tanımamıza ihtiyacımız var.
İnsan PortresiRıdvan Karadöngel · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 202284 okunma
"Olmasaydı sonumuz böyle!"
Şiştt...
Sakin.
Spoiler falan vermedim.
Ama ne olur benden bu kitabı spoiler vermeden incelememi beklemeyin, yine de elimden geleni yapacağım. En son Martin Eden beni bu kadar yakmış, yıkmıştı. Ama Martin için üzülmüştüm o kitapta. Bu kitapta kime tutunduysam kaldı elimde.
Ağaca güvendim çürüdü. İnsana
Uygulamada epeydir gördüğüm bir durum var: "Burası kitap uygulaması böyle şeyler paylaşamazsınız." şeklindeki parmak sallamalar. Neden herkes her konuda çok bilgili, yetkili, erdemli, söz söyleme sahibi hissediyor kendini? Sürekli insanlara ne yapıp ne yapmamalarını söyleyecek, onlara sınır çizecek gücü size veren ne ki?
Fotoğraf
1- Kitapla alakasız, anket iletilerinden geçilmiyor. 1k özünden kopuyor. Alıntılar, incelemeler, arka planda kalıyor.
2- 'Keşfete bi giriyorsun, saçma sapan bir sürü şey'. Bi tane güzel paylaşım okuyamıyorsun.
3- Keşfette 4 sekme var. En yeniler yükselenler ilgi görenler vsvs. Bunlar ne işe yarıyor, hangisine bakmalıyım. Yüksenlelere sn başına 100
Arkadaşlar selam.
Uzun bir süre oldu, sanırım 1.5 yıldır inceleme yapmıyorum. Bunun sebebi zorlu bir dönemden geçtim, kafa olarak iyi değildim; yeni yeni toparlanabildim.
Aklımdan inceleme fikri geçmiyordu, ancak son zamanlarda yazdığım bazı incelemelerden çok güzel dönütler aldım, kenarda köşede yazdığım bazı lakırtıların okurlar tarafından
Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
Günaydın okumak için erken uyananlar.
Günaydın hafta sonu da olsa çalışanlar.
Günaydın sınavlara çalışmak için kalkanlar.
Ve günaydın her ne sebeple olursa olsun uyanmış ve bu mesajı okuyanlar.
Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bol kitaplı bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle.
NOT: Bu yazı yalnızca kitaba dair değildir. Uzun bir makale konusu, tez ya da kitap olabilecek "kadınların tarihi"ne dair kısa bir yazıdır. Yine de bir incelemeye göre uzundur. 10'dan fazla alıntıyla da yazıyı zenginleştirmeye çalıştım. Ve rahat okunması için konu başlıklarına ayırdım. Yalnızca kitapla ilgili kısımları merak edenler
Merhaba Değerli Okurlar,
☃️Güzel bir "Kış Etkinliği" ile içinizi ısıtmaya geldim! Okumalar yapıyor, alıntı ve incelemeler paylaşıyoruz. Ama isterim ki okuduğumuz eserleri tartışalım. Günlük hayatta bunu yapabileceğimiz çok az insan var ama burada bunun için varız.
📌Şubat ayı birlikte bir kitap seçip yine birlikte okuyup yorumlayalım, tartışalım. Herkes "seçilmesini istediği eserin ismini" yoruma yazsın, en çok yazılan eser şubat ayı okuma kitabımız olsun. Ay boyunca okuyup ayın son pazar günü birlikte o kitap için açacağım gönderi altında yorumlayalım, tartışalım.
📅Etkinliğe katılım "31 Ocak" tarihi saat 00.00'da sona ersin. (O gün benim doğum günüm ayrıca. 😊) O günü takip eden gün içinde seçilen kitabı açıklarım. Birlikte okumaya başlar, süreçte de kitap üzerine konuşuruz.
🎁"ETKİNLİĞİ PAYLAŞAN" kişiler içinden bir kişiye kura ile seçilen etkinlik kitabını ben hediye edeyim. (Doğrudan Kitapyurdu ile gönderim yapıyorum adresinize, kargo tarafımdan karşılanacaktır.)
📢Birden fazla kitap ve yorum ile katılabilirsiniz. Katılımınız beni mutlu eder. Bir kişi dahi katılsa etkinliği severek yürüteceğim. Etkinliğin istatistiklerini tutma konusunda bana destek olursanız sevinirim.
Neyse ki Dostoyevski'nin , Öteki/Öteki Ben/İkiz gibi isimleri olan kitabını da bitirdim ve incelemesini yazabiliyorum. Neymiş, Dostoyevski'ymiş de, insan psikolojisinden en iyi o anlarmış da. Bakıyorum diğer incelemelerine kitabın, yere göğe sığdıramamış herkes. Ne alakası var kitabın Dövüş Kulübü ile. Altı üstü bir devlet memurunun maceralarını
“Kimse kimseyi tanıyamaz, tanıdığımızı sanırız. Tanıdığımız kadarına inanırız. Eğer gerçekten tanısak, bırakın aşkı filan, kimse kimseyle arkadaş bile olamaz.”