Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Batı, sekülerleşme sürecinde tikel ve tümel tüm çeşitleriyle hikmeti kaybetti. İslam dünyası ise ilahi koruma altındaki şeriatı elinde tuttuğu hâlde, "İslam medeniyeti" ütopyası peşinde koşarken isimli ve isimsiz hikmeti kaybetti. Bu, İslam dünyasının, hakikat siyasası yüzünden fıtrattan uzaklaşarak hikmeti kaybeden modern dünyanın trajedisini paylaşması anlamına gelmektedir. Geçmişte farkı topluluklar, hikmete dayanmada buluşurlarken bugün tam aksine hikmetten, edepten uzaklaşmada buluşmakta, bu uzaklaşmanın ızdırabını ise herkes çekmektedir. Örneğin ünlü Fransız İslam araştırmacısı Gilles Kepel'in dünyada gezdiği birçok yerde gördüğü Yahudi, Hristiyan ve Müslüman fundamentalistlerin, "edepten yoksunlukta" buluştuklarını söylemesi düşündürücüdür (Safi 2003: 13). Bu bakımdan sekülerleşme, hikmetten, küreselleşme ise edepten uzaklaşma olarak tanımlanabilir. George Ritzer'in "Toplumun McDonaldlaştırılması olarak ifade ettiği gibi, yoz Amerikan fast-food kültürünün küreselleşmesi, yeme edebi başta olmak üzere hayatımızdaki tüm edebi yok etmektedir.
Bedri Gencer
Bedri Gencer
Muslime im Spannungsfeld zwischen Kritik und Konformität (Eleştiri ve Uyum Kıskacında Müslümanlar) kitabındaki kendi bölümünden S.90
“Bilgiyi geliştirmeye imkan tanıyan, bu farklı bakış açılarının karşı karşıya gelmesidir.”
Reklam
Mekke, gerçekte meşhur tabiriyle, İslam'ın Moskovası değildir. Bu hiç boyle olmadığı gibi, Müslüman dünyası ne bağdaşık, ne de tek bir parçadır.
“Pisliğin ne olduğunu öğrenmek için lağıma batmama gerek yok.”
Sayfa 109Kitabı okudu
Viyanalılar, bozguna uğrayan Türklerin ordugâhlarını yağmalarken, içi bilmedikleri bir çekirdekle dolu çuvallar kesfetmislerdir. Kavrulduktan sonra pişirildiğinde verdiği tadı kendilerine göre çok acı bulduklarından, bunu şeker ve sütle yumuşatarak CAPPUCİNO adını vermişlerdir.
229 syf.
9/10 puan verdi
Ahmet OKTAY: Fazıl Hüsnü Dağlarca ile konuştuk biraz. "Sen şair değil bilginsin" dedi, şunları da ekleyerek: "Şiirlerini küçümsediğimi sanma, ama senin gibi her alana açılan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bunları?" Sana öyle hak veriyorum ki Dağlarca! (Uzun zamandır herhalde bir kitabı okurken hiç bu
Gece Defteri
Gece DefteriAhmet Oktay · Yapı Kredi Yayınları · 19988 okunma
Reklam
Necef, şiiliğin bir tür Vatikan'ı, Golgota'sı, Kerbela'da Hüseyin'in katledilmesinin aşure töreniyle anıldığı yerdir.
Sayfa 194Kitabı okudu
Resimli tişört endüstrisi veya televizyon tarafından günümüz starları nasıl yaratılıyorsa, birbirine girmiş sakalıyla Bin Ladin'in yaratılması için Che Guevara 'nın sakalının, peygamberi'nkiyle bir araya getirilmesi gerekmiştir.
“Devlet okulunun yok olup gittiği ve kamusal sağlık sisteminin yetersiz olduğu bir ülkede, cemaatçi seçkinlerin, kendi ideolojik konumlarını güçlendirmek ve sözcülüğünü yaptıkları parçalanmış halklar üzerinde iktidarlarını arttırmak amacıyla bu hizmetleri üstlendikleri görülür.”
1683'teki Viyana önünde Osmanlı'nın uğradığı bozgunun ve imparatorluğu yavaş yavaş geriye götürecek bu başarısızlığın hemen ertesinde, KRUVASAN (HİLAL) önce Avrupa'nın, daha sonra tüm dünyanın kahvaltısı haline gelmiştir.
Reklam
Kafirler, İslamcılar için nasıl karşıt bir kimliği ifade ediyorlarsa, burjuvazi de, komünistlerin kâfiriydi.
Sayfa 226Kitabı okudu
Kendi kültürlerinin üstünlüğü karşısında, Türklerin ya da Afganların yontulmamış vahşiler, Arapların da kertenkele yiyicisi olmaktan başka marifetleri bulunmadığı hakkında bir inanca genel olarak sahip bulunan İranlı entelektüeller....
Sayfa 194Kitabı okudu
Çoğu kez laikleşme tartışmaları ile ilişkili olanlar farklı şeylerden söz etmişlerdir; ve örgütlü dinin güç kaybettiği söylenebilse de, bireysel inanç ve manevî anlam ihtiyacı her zaman güçlü olmuştur. Post-modernistler, örneğin, bilim ve rasyonalitenin cazibesini yitirmesi ve koruyuculuk görevini yerine geti­rememesi yüzünden, insanların yeniden irrasyonel ve manevî alanla­ra yöneldiklerini öne sürerler. Din -ister örgütlü olarak ister kült ben­zeri biçimde- yeniden canlanacak ve gençleşecektir. Örneğin Gilles Kepel (1994), büyük dinlerin -İslâm, Hıristiyanlık ve Yahudilik- mo­dern toplumun anonim ve kişisellikten-uzak doğasına karşı bir tepki olarak canlandıklarını belirler. Hatta en modern ve en kapitalist bir toplum olan Amerika'da bile dinsel katılım hızla % 40'lara sıçramış görünmektedir.
Sayfa 308Kitabı okudu
543 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
68 günde okudu
2001 de 11 eylül olayından sonra bu kitabı almış ama okumayı cesaret edememiştim.20 yıl sonra Afganistan da Taliban yönetimi ele geçirince tozlu raflardan çıkarıp okumak farz oldu. Fransız araştırmacı 1960 lardan sonra İslami oluşumları, Mısır, Cezayir, Afganistan,Pakistan,Malezya,Filistin,Bosna Hersek,Sudan,Türkiye ve diger müslüman ülkelerdeki politik yapıları,şeriat yapılanmalarını anlatıyor.Birçok kişileri,amaçlarını,yöntemlerini çok geniş bir bakış açısından bakarak mükemmel analiz etmiş.Okudukça daha uyanık olmamız gerektiğini farkediyorsunuz. Özellikle kadın ve kızlarımız bu cumhuriyetin ,laik düzenin,özgürlüğün kıymetini bilmeliler diye düşünüyorum.Keşke silah için harcanan bunca para ile okullar yapılsa, kılıç ve silah tutan eller kalem tutsalar.
Cihat
CihatGilles Kepel · Doğan Kitap · 20016 okunma
Aydınlanma çağı felsefesine dayandırdıkları laikliğin saygınlığını yitirmesi onları birleştirdi.
Sayfa 238Kitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.