Hoca Efendi Konya'ya gittiğinde bir helvacı dükkanına girer. İki tarafına iltifat etmeden* doğrudan tezgaha yaklaşarak hemen “bismillah” diyip helva yemeğe başlar. Helvacı, "Bre adam! Parasız, pulsuz ümmet-i Muhammed’in helvasını ne hakla yiyorsun?" diye Hocayı dövmeye başlayınca Hoca, "Bu Konyalılar ne iyi adamlardır. Helvayı adama döve döve yedirirler" der.
Gitmek;
Belki bir kuş değilim ama, çok isterdim sıcak yüreklerin olduğu bir yere göç etmeyi bino.
Ne alacağım, ne de vereceğim...
Bir kaç özel eşya ve bir miktar sır ve az biraz anı yanıma alıyorum gerisi burada kalsın.
Yeniden başlamak için bir adım. cesur bir adım
" Gitmek yenilmek değil, kazanmak da! Gitmek gitmektir işte... hepsi
Hayatıma birileri dahil oluyor,o esnada elimde kitaplarım var.
Hayatıma dahil olanlar muhakkak gidiyor,elimde yine kitaplarım var.
Hayatıma yeniden dahil olmak isteyenler olduğunda,elimde kitaplarım olacak.
Hayatıma yeniden dahil olanlar muhakkak gittiğinde,biz yine kitaplarımla birbirimize bakacağız.
Kitabın getirdiği güçlülük,özgürlük duygusu ne güzelmiş!
Yalnızca kitaplara bağımlı olmak ne güzelmiş!
En az benim kadar sessizdi. Benden de sessizdi. Kendi sessizligimi bir kenara koyup, onun bana dokunan sessizligini kırmaya çalışırdım.
Bir şey hoşuna gittiginde gülümserdi.
Gülümsediğinde dünyada bir beyaz delik açılırdı.
Ben o yaz o beyaz delikten içeri atladım.