Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
205 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
İzumi yılbaşında ziyarete gittiğinde annesi evde yoktur. Annesini birkaç saat sonra bir parkta salıncakta oturur halde bulur. Annesini eve götürür ve bu durumu karısı Kaori'ye anlattığında annesini hastaneye götürmesini söyler. İzumi ise işlerinin yoğunluğunu bahane ederek üstüne düşmez. Zamanla annesi Yuriko birkaç defa daha kaybolur. Polis karakolundan annesini aldığında nihayet annesini hastaneye götürür ve Alzheimer teşhisi konulur. Üstelik hızlı da ilerlemektedir. Bakıcı tutar ama annesi defalarca kaybolduğunda son çare olarak bir tür huzurevine yerleştirir. Yaşananları ve devamında gelişen olayları okuyoruz. Biraz üzücüydü ama güzeldi. Tavsiye ederim.
Annem Kokan Çiçekler
Annem Kokan ÇiçeklerGenki Kawamura · Doğan Kitap · 202250 okunma
583 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Mayıs 1968’de Paris adeta yangın yeriyken, genç bir kadının bir yoga pozisyonunda, çıplak ve parçalanmış cesedi bulunur. Polis Jean-Louis Mersch, cinayeti soruşturmaya başlar. Maktulün arkadaşları Hervé ile Nicole de ona yardımcı olurlar. Bir başka kadın arkadaşları daha cinayete kurban gittiğinde, ölümün kendi çevrelerinde kol gezdiğini düşünmeye başlarlar. Mersch, Hervé ve Nicole bu cinayetlerin Hindistan’la bağlantılı olduğunu anladıklarında Kalküta’dan Varanasi’ye uzanan bir maceraya atılır ve korkunç gerçeği Ganj Nehri’nin kıyılarında keşfederler. Ama karma sonlanmamış, kötülüğün son halkasıyla yüzleşmek için gidilecek son bir durak kalmıştır... Okuduğum 14. @jcgrangeofficiel kitabıydı. 583 sayfalık kitabın bazı bölümlerinde gereksiz ayrıntılar (sokak isimleri gibi) olsa da ben beğenerek okudum. Grange ile ilk tanışacaklar için bu kitabın doğru tercih olduğunu düşünmüyorum. Gerilim ve maceranın biraz daha sönük kaldığı, 68 Paris olayları, Hinduizm ve Hint kültürünün daha yoğun işlendiği bir kitap.
Kızıl Karma
Kızıl KarmaJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 2024240 okunma
Reklam
488 syf.
·
Puan vermedi
Konusu: Monte Carloda bir otelde çalışan kadın karakterimiz, işvereni Van Hopper sayesinde Bay de Winter’ la tanışır ve evlenir. Manderley malikanesinin bayan de Winter’ i olarak her şey çok güzel başlar. Ama malikaneye gittiğinde hiçbir şey güzel gitmiyor. Çünkü trajik bir kazada ölen eş Rebecca her yerde ölü olsa da karşısına çıkıyor. Malikane çalışanları unutulmayan eski sahibelerini yani Rebeccayı sürekli yeni gelinin gözüne sokuyorlar. Ayrıca komşular da aynı şeyi yapıyor. Rebecca şöyle güzeldi, şöyle yapardı,böyle yapardılarla kızı sürekli kıyaslıyorlar. Kızımız karakter olarak Rebeccanın tam tersi. Sesini çıkaramıyor. Özellikle hizmetçi Mrs. Danvers evin sahibi gibi davranıp kızımızı sürekli ezikliyor. Kızımız da ondan çok korkuyor. Bu şekilde kitap ilerlerken (orada epey bir şok oldum. )hiç beklenmeyen bir olay gelişiyor. Kitabın kapağını gördüğümde ilgimi çekmişti. Konusunu okuyunca da hemen kitaplığıma ekledim. Diline bayıldım. Kurgusu mükemmeldi. Yazarın doğa ve insan betimlemeleri çok etkileyiciydi. Özellikle Manderley’ i anlatırken orada yaşamış gibi hissettim. Karakterin kitabın sonlarına kadar bir adı yok. Kocasının soyadıyla anılıyor. Bunun sebebini anlayamadım. Çok güzel gotik ve psikolojik gerilim kitabıydı. Kesinlikle tavsiye ederim.
Rebecca
RebeccaDaphne du Maurier · İthaki Yayınları · 2020497 okunma
360 syf.
6/10 puan verdi
·
18 günde okudu
SPOİLER!!! Kitaba başlarken hakkında çok da bir şey bilmeden ve beklemeden başladım ve hayatımın nispeten yoğun dönemlerinde olduğum için okumam oldukça uzun sürdü. Aslında oldukça kolay okunan bir kitap. Genel olarak benim okuma deneyimimle birlikte ele aldığımda puan olarak da ortalama kitaplar arasına girer. Özellikle lise çağının daha çok beğeneceğini düşünüyorum. Ayrıca kitapta çok fazla yetişkin içerik bulunmamakla birlikte çok az yer verildiğine de değinmek isterim. Daha sonra hatırlayabilmek adına konuyu özetlersem: Signa Farrow ölümü gören yetim bir kızdır. Gittiği her eve ölümü götürdüğü düşünüldüğünden çok da hoş karşılanmamaktadır. Ki bu konuda çok da haksız sayılmazlar. Zehirli belladonna böğürtlenleri yediğinde ölüm onu görmeye geliyor. Ve bu noktada aslında Signanın haberi olmasa da ölüm onu korumak adına bazı vasilerinin canını almıştır. Ölümün onu koruma sebebi ise kendisine dokunabilen, onunla konuşabilen tek kişinin signa olması ve aslında signanın da bir ölüm meleği olmasıdır. Vasisi öldükten sonra bir sonraki evi Thorn Grove' a gittiğinde her zaman kaçtığı, nefret ettiği ölümle birlikte kuzeni Blythe'ı kurtarmaya çalışır. Noel balosunda Percy 2. kattan noel ağacının üzerine düştüğünde yaşadığım şok ve ölecek mi düşünceleri hala aklımdayken Percy'nin aslında tek başına ona annelik yapan kadını ve kardeşini ufak ufak zehirlemiş olduğunu okumak kan dondurucuydu. Sylas'da kesinlikle bir şey olduğuna emindim ama ölüm çıkmasını ciddi anlamda beklemiyordum.
Belladonna
BelladonnaAdalyn Grace · Artemis Milenyum · 2023577 okunma
127 syf.
·
Puan vermedi
@kitapitayayinlari okumayi seviyorum. #dengeyiyakalamak da farklı düşüncelerle başladığım bir okuma oldu. Kişisel gelişim olduğunu düşünüp bir cinayetin peşinde bulunca kendimi şaşırdım ilk başta. Fakat kurgu ilerledikçe verilen dersler ile de alttan altta işlenen gelişimi tadında okuyarak keyif aldım doğrusu. Herşey Leyla'yı küçüklüğüne götüren kar küresindeki mavi bereli adamı rüyasında görmesi ile başladı. Soluk soluğa uykusundan kalkan Leyla, kendisini taksiye atarak arkadaşları ile buluşma yerine gitmeye karar verir. Bir yandan çekimler için ayarlayacağı kulübenin sahibini nasıl bulacaklarını düşünürken diğer yandan arkadaşının bu sefer yanında getireceği kişiyi de hayal eder. Ve tabiki sesini ensesinde hissettiği mavi bereli Serhat' i da aklından silemez. Antikacının tüm uyarılarına rağmen aldığı kırmızı fotoğraf makinesi ise bazı an'larin film şeridi gibi önüne sunulması olmuştur Leyla' nın. Peki evine giren hırsızın hiçbir şeyi çalmayıp Barış ile ikisini çekerek makineyi evine geri bırakması, " gün ışığım " diye kulağına fısıldayan kişi, aile evine gittiğinde kendi hayatı hakkında öğreneceği gerçekler ve kulübenin geçmişi... de nedir ?? Soluksuz ve merakla okunan bir kitap. Hem olacakları ve olmuşları merak ediyor, hemde sonlarda verilen bizleri düşündürüp sorgulatan açıklamaları okuyup bir kalıyorsunuz. Yani ben öyle oldum, farkında olup da uygulamadığımız o kadar çok hayatın gerçeği var ki! Sanki hayat hiç bitmeyecek gibi yaşarken, yaşanılanların keyfini sürmek yerine hayatı kendimize eziyet etmenin anlamsızlığını gösteren uyarılar. Keyifle okuyun, mutlu haftalar.
Dengeyi Yakalamak
Dengeyi YakalamakRojin Nazik · Kitapita Yayınları · 20237 okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
Çok çok uzun zamandır
Ephesus Yayınları
Ephesus Yayınları
okurum, ve şuana kadar okuduğum hiçbir gerilim kitaplarında yanıltmadı beni. İkinci kez okurum dediğim bir çok kitapta yine Ephesus yayınlarından. SEYTANIN EVI de yine ayni şekilde okundu ve kitaplığa tekrar okunur düşüncesi ile kaldırıldı. Kurguyu okurken o kadar çok ikilemde kalacaksınız ki bir an önce her şey ortaya çıksın diye elinizden birakamayacaksiniz. Serpil demişti dersiniz . Nina'yı babasi terk edip gittiğinde henüz on dört yaşındaydı. Ve bu durumun tek suçlusu olarak annesi Maggie'i gördü. Annesine karşı gelmek için yapmadığı şey kalmamasi bir yana arkasını toparlamak yine Maggie kalmıştı. Büyürken yaşanılan onca şey Nina'nin almaması gereken kararlar almasına ve Maggie'nin de kapalı dört duvar arasında sıkışması anlamına geliyor. Bu duruma yine dur demek Maggie kalıyor ve geçmişte yaşanılanları anlatıp neyin doğru neyin yanlış olduğunu Nina'ya kabul ettirmesi gerekiyordur. Peki bu gerçekleri Nina duymaya hazır mi? Hiçbir koşulda ne Nina ne de ben hazır değildik aslında. İki karakterinde kendince doğruları olması başlarda karar vermenizi zorlaştırabilir. Sabredin ve sonuna kadar dayanın. . Kurgusu ve sonu muhteşem. Aralarındaki yalanların açığa çıkmasını o kadar çok isteyeceksiniz ki Şeytanın Evini baştan sona yakmayı dileyeceksiniz... . Okuyun, çok iyiydi... . Okumak Iptiladir Müptelalara Selam Olsun...
Şeytanın Evi
Şeytanın EviJohn Marrs · Ephesus · 202375 okunma
Reklam
432 syf.
8/10 puan verdi
·
6 saatte okudu
Sloan, daha çocuk yaşta kendi ayakları üzerinde durmaya çalışmış bir kadın annesi uyuşturucu bağımlısı ve ilgisiz bir ebeveyndi. Bakması gereken iki kardeşi var. Ama birisi ne yazık ki talihsiz bir kaza sonucu ölmüştür. Şimdi bakması gereken bir kardeşi var ve kardeşi Stephen Otizim’li bir çocuktu bu yüzden güzel bir bakım evindeydi. Onu
Çok Geç
Çok GeçColleen Hoover · Epsilon Yayınevi · 2023132 okunma
248 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İnsanın karanlık tarafı anlatılıyor. Hırs, kötülük, bencillik, ihtiras gibi ne kadar kötü haller var ise insanda toplanmıştır. İnsanın insana verdiği zararı başka bir tür kendi türüne yapmamıştır. Aslında Allah’ın insana itaat etmesi istediği melekler arasında bir tek şeytan bu karara uymaz. Kitapta karşımıza şeytanın yani Azazel’in terapistlere gitmesi ve gittiği tüm terapistlere insanla ilgili anılarını anlatır. İnsanın kötülük sınırlarını zorlamasını, kendisinin insanı kötülüğe motive etmesine gerek olmadığını, insanın hırs, ihtiras ve çıkarları doğrultusunda neler neler yaptığını anlatır. Azazel dünya tarihinde yaşanmış büyük katliamların sebebinin kendi olmadığını, insanın içindeki karanlıktan kaynaklandığını en son gittiği terapist olan Funda’ya anlatıyor. Tüm o ünlü terapistlerden (Freud, Jung, Frankl ve Fromm ) sonra en son Funda isminde bir terapiste gitmesi kitapta anlamsız bulduğum noktalardan biri oldu.
Şeytan Terapiste Gittiğinde
Şeytan Terapiste GittiğindeHicran Tülüce · Destek Yayınları · 2021167 okunma
240 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Öncelikle zamanında bu kitabın benim elime geçmesini sağlayan büyükbabam ile birlikte hastanede refakatçi olduğum zamanlarda kızına okumayı çok sevdiğimi söylediğinden ötürü bana bu kitabı getiren kadına çok teşekkür ediyorum. Kitap mükemmeldi benim için ve bence Türk edebiyatının yanında rus edebiyatının veya dünya edebiyatının çok da üstlerde
Sanrı
SanrıTuğba Sarıünal · Destek Yayınları · 2015769 okunma
311 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Herkese merhaba arkadaşlar yine bir #okudumbitti ile karşınızdayım Polisiye yazarı Jane Casey'in bu kitabında Jess Tennant'ın macerasını okuyoruz. Ben bu kitabı da Meave gibi Dedektif olarak sanmıştım ama Jess genç kızımız dedektifçilik oynuyor. Daha önce bu kitabın yorumlarını okumuştum çoğu kişi kitabın basit bir dille yazıldığını söylüyor ama bu çok normal çünkü karakterimiz 16 yaşında ve yaşadığı olayı anlatıyor. Bence gayet akıcı bir şekilde ilerledi. Tam bir polisiye olmadığı için gerilim çok doruklarda değildi ama yinede okumaya değer çünkü konusu ilgi çekici. Jess annesi Molly ile Londra'da yaşamaktadır. Annesi ve babası boşanmışlar ve ikisi bir hayat kurmaya çalışıyorlar. O güne kadar anne tarafından hiç bir akrabası ile tanışmamıştır. Annesi yaz tatilini kız kardeşi Tilly'nin yanında doğduğu büyüdüğü kasabada geçirmeye karar verene kadar. İşin kötü tarafı önceki yaz Jess'e tıpatıp benzeyen Freya'nın ölmüş olması. Herkesin kaza dediği olay Jess ve annesi Port Sentinel'e gittiğinde Jess'in aklında kaza mı intihar mı düşüncesi vardı. Ailesi intihar olduğunu düşünmüyordu. Kasabaya gittiklerinde herkesin gözü Jess'in üzerinde olunca daha da meraklanıp sorular sormaya başlar ama herkes bu işe burnunu sokmamasını söyler. Jess pes etmez ve kuzeninin ölümünü araştırır. Sonunu buradan söylemeyeceğim detaylı özet videomda anlatacağım ama gerçekten güzel bir hikaye. Bir ipucu verecek olursam ergen zorbalığının ne kadar önemli olduğunu söyleyebilirim. Okuayacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim
Kimsenin Freya'dan Haberi Yok
Kimsenin Freya'dan Haberi YokJane Casey · Olimpos Yayınları · 2020889 okunma
Reklam
144 syf.
2/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Japon edebiyatını normalde okumayı çok seviyorum. Çünkü duygusal oluyor ve duygusal kitapları okumak bana iyi hissettiriyor. Ama maalesef bu kitapta bana duygu hiç geçmedi. Sonunda bittiğinde de “Ee ne oldu şimdi?” diye düşündüm. Konusu: •O-Tama, babasını üzmek istemediği için evli biri olan Suezo’nun metresi olmayı kabul eder. Suezo çok varlıklı biri olsa da tekin biri değildir. Karısından ayrılmaya da niyeti yoktur. O-Tama babasının mutluluğunu ve rahatını önemsese de zamanla bu ilişki onu mutlu etmemeye başlar. Her gün camdan dışarı bakarken gördüğü üniversite öğrencilerinden birini çok beğenir. Bu üniversite öğrencisi Okada adlı kişidir. •Sadece bakışmalarla başlayan ilişkileri tanışmalarıyla devam edecektir. Bütün bu olanları da Okada’nın arkadaşının gözünden okumaktayız. •Kadınların toplum içindeki konumunu da görmekteyiz. O-Tama suçlanırken Suezo’ya kimse bir şey demiyordu mesela. Ya da Suezo’nun eşi bu olanlara katlanmak zorundaydı. Çileyi her zaman kadınlar çekiyordu. •Kitapta beni duygulandıran tek kısım O-Tama ve babasının ilişkisiydi. O-Tama evden gittiğinde babasının onu hep beklemesi ama birlikte geçirdikleri keyifli günlerin geride kalması, artık kızının evin daimi üyesinin olmaması, beni unuttu mu diye düşünmesi duygusaldı. Gerçekten böyle mi oluyordu acaba? Evlenince insan babasını unutuyor muydu?
Yaban Kazı
Yaban KazıOgai Mori · İthaki Yayınları · 20212,815 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
1984 özet
düşünmenin bile yasak oldugu okyanusyada yasayan ana karakter winston smith sisteme karsı çıkmakta olan bi memurdur.winston bir gün antikacıdan bi günlük alır ve günlüğünü tele ekranın göremeyeceği bi yerde doldurmaya başlar. günlüğü nicin tuttuğunu dusundugu anda tele ekranda büyük biladerin meshur sozlerini duyar ve bilinçsiz bi şekilde
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,8bin okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Kitabı çok beğendim.Kitapta Herbert Limon adında bir çocuk var.Bu çocuk denizde bir limon kasasının içinde Tuhaflık Sahilinde bulunuyor.Ona çoğu kişi Herbie şeklinde hitap ediyor.Herbie Nautilus Otel’inin kayıp eşya sorumlusudur.Bir gün kayıp eşyaların olduğu odada uyurken kancalı bir adam gelir ve bir kızı aradığını söyler.Herbie ise o kızı kayıp
Malamander
MalamanderThomas Henry Taylor · Genç Timaş · 20202,515 okunma
464 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Yüz Karası - Brittainy C. Cherry Jackson on yaşında annesi alıp çantasını çıkmış babasiyla kalmış bir oğlan çocuğu. Sonrasında büyüyor ama hayatları baba oğul ikisinin de darmadağın ilerliyor. Hiçbir yere ait olamama hissi, uyuşturucu kullanma, kasabanın nefretini kazanma gibi gibi özelliklerle yirmi dört yaşına gelmiş babasını kontrol altında tutmaya çaba gösteren, araba tamir eden bir erkek olmuştur. Grace- Finn çiftinin hayatlarına baktığımızda boşanmış ve kendi yollarını çizmek için Chester kasabasının yolunu tutmuşlar. Grace tam kasabaya girerken frenleri tutmadığı icin kaza yapmaktan son anda Jackson kurtarır. En yakın arkadaşına gittiğinde eski kocasını en yakın arkadaşıyla yakalar ve ipler freni patlamış bir araba gibi kopar. Grace ve Jackson arasındaki diyalogları ikisinin ağzından okumak güzeldi. Grace'in sakin, inançlı, nazik, iyi huylu,durust ve ılımlı biri olması baskalari tarafindan kendini kötü hissettirmeye başlasa da karakterinden ödün vermeyip hayatını yoluna koymuş güçlü bir karakterdir. Jackson ile birbirlerini tamamlamaları ve alt mesajlar beni çok iyi hissettirdi ki severek okudum Kendilerini ve hayatlarını yoluna koyma çabaları aileleri dahil tüm kasaba tarafından baltalamaya calisilsa da sonunda güzel seylerin olması hayata dair umut edebilmeyi düşündürüyor.
Yüz Karası
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,115 okunma
209 syf.
10/10 puan verdi
Sevgili Füruzan'ın ilk olarak Parasız Yatılı kitabını okumuş ve sadece o öyküyü kayda değer bulmuştum. Diğer öyküler ise hafızamda çok önemli bir etki bırakmamıştı.
Kuşatma
Kuşatma
ve
Gecenin Öteki Yüzü
Gecenin Öteki Yüzü
kitaplarını Kütüphanede görünce alıp okumak istedim. İyi ki de okumuşum, her iki kitaba da puanım tam. Özellikle
Gecenin Öteki Yüzü
Gecenin Öteki Yüzü
isimli uzun öyküyü çok sevdim, biraz
Gecenin Öteki Yüzü
Gecenin Öteki YüzüFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2018189 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.