Riyâ (Gösteriş) ve Gizli Arzular...
Sahâbeden Şeddâd bin Evs (r.anh) bir gün ağladı. Kendisine: “‒Seni ağlatan nedir?” diye sordular. Şöyle buyurdu: “‒Rasûlullah (sav) efendimizden işittiğim bir hadis beni ağlattı. Efendimiz (sav)’in bir gün: «Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Allah’a şirk koşmaları ve gizli şehvettir» buyurduğunu işittim ve: «‒Yâ Rasûlallâh! Ümmetin senden sonra şirke düşecek mi?» diye sordum: «‒Evet! Ama onlar Güneş’e, Ay’a, taşa ve puta tapmayacaklar. Ancak amellerinde gösteriş yapacaklar. Gizli şehvete gelince, onlardan biri oruçlu olarak sabahlayacak, karşısına nefsânî arzularından biri çıkınca onun peşine takılarak orucunu terkedecek.» buyurdular.” (Heysemî, III, 201. Krş. İbn-i Mâce, Zühd, 21; Hâkim, IV, 366/7940; Ebû Nuaym, Hilye, I, 268) Gizli şehvete yani gizli ve kuvvetli arzulara, insanın kaçınması gereken bütün günahlar dâhildir. Meselâ kişi güzel bir kadın görür, gözünü ondan çevirir ancak ona kalbiyle bakmaya devam eder. İnsanlara karşı, mâsiyetleri ve nefsânî arzuları terketmiş gibi görünür, ancak kalbinde bunların arzusu hâlâ mevcuttur. Yalnız kaldığında günahları gizlice işler. Diğer bir îzâha göre riyâ, insanın gösteriş yaparak açıkça amel işlemesidir. Gizli şehvet ise yaptığı amelleri insanların görüp bilmesini arzulamasıdır.
Sayfa 268
Göz göze geldiklerinde denizciler birbirlerine pis pis sıritiyor, gözleri beklenti içinde aç, çünkü burada kadınlar ve kumar, içki ve gösteri, pis ya da riske girmeye değer macera akla bulabilirler. Tüm bu şehvet dolu şeyler, indirilmiş panjurlanlrın arkasına güzelce saklanıyor. Onları görmek için içeri girmelisiniz ve bu gizem sadece gelip geçenleri içeri çekmek için kullanılan bir yemden başka bir şey değildir. Hamburg'da, Kolombiya'da, Havana'da ve Liverpool'da da benzer caddeler ve ara sokaklar var, tıpkı böylesi büyük şehirlerdeki geniş caddeler ve bulvarlarda zenginlerin bir arada toplanması gibi. Çünkü üst sınıflar ve alt sınıflar her yerde birbirlerine benzer özellikler taşır. Bu düzensiz sokaklar, kural nizam nedir her bilmeyen bir dünyaya ait tuhaf kalıntılardır, burada dürtüler kendilerini acımasızca ve dizginlerinden boşanmış gibi dışa vurulmaya devam eder; karanlık bir tutku ormanı vardır, iç güdüsel ve hayvani varlığımızın gizli kalmış tüm yanlarını burada ortaya çıkarırız; açıkça sundukları şey onları heyecanlı kılar ve sakladıkları şeyse onları baştan çıkarır. Düşlerimize dadanır, yakamızı bırakmazlar.
Reklam
Emile Verhaeren'in anısına, Şubat,1918•
Uçsuz bucaksız ufku sınırını göğe kadar çekmiş, ruhun oradan kolayca sıçrayabildiği küçük bir yöre; bir gök, kimi zaman güneşi kendi içimizde aramaya zorlayan bir sis, tutkun rüzgâr üstünde hüküm sürüyor; kara bir toprak, görünmez bir yakıcılıkla, gizli bir ateşlilikle, yoğun bir enerjiyle zengin; kasları geren ve insanın en büyük güzelliğine çabayla ulaşmasını sağlayan aşırı bir emek; sonra her şeye karşın rahatlık ama gevşeklik olmadan, görkem ama kendinden hoşnutluk olmadan, şehvet baygınlık olmadan. Sonra siz, aşırı kalabalık büyük kentler, taşkın limanlar, özellikle siz varlıklı, temiz, güzel boyalı, güzel çizilmiş küçük kentler, daha dün kaygısızdınız, insanlarla barışıktınız, ulu Tanrı'ya güveniyordunuz - oysa bugün perişan haliniz, acı içindesiniz, ödeyecek uydurma borçlarınız var, uçsuz bucaksız bir adaletsizliğiniz, çözmeniz gereken kötü bir kavganız var... Tüm bunları yeniden senin canlı gözlerinle görüyorum Verhaeren, göçüp gitmiş dostum, bugün aramızda olduğunu bildiğimiz zamanlardan da canlısın, yokluğunla yaşıyorsun - büyük bir sevginin ve büyük bir öfkenin şarkılar söylediğini duyuyorum ölüm nedir bilmeyen dinç sesinde. • Emile Verhaeren 27 Aralık 1916'da ölmüştür. Bu konuda bkz. Gide'in 22 Aralık 1920'de Verhaeren üstüne verdiği, metni Ocak 1921 de La Revue hebdomadaire'de yayımlanan, sonra (Euvres completes'e alınan (X. cilt, s. 3-11) konferans.
Sayfa 1279 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
''İnsanın inzivaya çekilip düşünmesi sık rastlanan bir durumdur. Fakat tam bir şehvet hali karşısında hareket ve sözlerden, küstahlık ve tutkulardan oluşan bir denizin içindeyken insan kendini soyutlamalı ; uzak ve ulaşılması imkansız bir yabancı olduğunu ilan etmelidir, insan kendi kabuğuna çekildiğinde -daha doğrusu yine başkalarına döndüğünde- diyebilecekleri en kötü şey, fildişi kulesinden çıktığı olacaktır ki zihnin mimari yapısı içinde yer alan bu gizli ve aydınlık kule kişinin manevi özgürlüğünü hor gören bir ifadeden başka nedir?
Sayfa 176Kitabı okudu
PSİKİK SALDIRININ TEMELLERİ: BÖLÜM I
Love-philtres Psişik baskılar Congressus subtilis Kabalistlerden Lilith “Muadiller” Tanrı'nın oğulları ve erkeklerin kızları Bir ilişkide astral projeksiyon vakası Meraklı ikame vakası Peri çiftleşmeleri Seks kongresinin eterik yönü Incubi ve succubi Bay'ın büyülü deneyleri X: (a) evli olmayan kız; (b) evli bir kadınla Doğal olmayan
İnsanın inzivaya çekilip düşünmesi sık rastlanılan bir durumdur.
Fakat tam bir şehvet hali karşısında hareket ve sözlerden, küstahlık ve tutkulardan oluşan bir denizin içindeyken insan kendini soyutlamalı; uzak ve ulaşılması imkansız bir yabancı olduğunu ilan etmelidir, insan kendi kabuğuna çekildiğinde -daha doğrusu yine başkalarına döndüğünde- diyebilecekleri en kötü şey, fildişi kulesinden çıktığı olacaktır ki zihnin mimari yapısı içinde yer alan bu gizli aydınlık kule kişinin manevi özgürlüğünü hor gören bir ifadeden başka nedir?
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.