Çok yaşayan çok şey görür. Ve yeryüzünde cereyan eden şeylerin onun için artık bir yenilik olmaz. Ben uzun gezmelerin esnasında billurlaşmış insan kitleleri bile gördüm.
Gandhi ‘Hayatta ne yaparsan yap önemsiz olacaktır, ama senin yapmış olman çok önemli.’ Demiş. İlk kısma katılıyorum. Micheal, hangi güne baktığımı biliyorsun. 22 yaşındayken, Gandhi’nin 3 çocuğu, Mozart’ın 30 senfonisi vardı ve Buddy Holly ölüydü. Bana bir keresinde “Parmak izlerimiz dokunduğumuz hayatlardan silinmez.” Demiştin. Bu herkes için geçerli mi? Yoksa sadece şiirsel bir zırvalık mıydı?
"Hayır bayım, nezaket gösterdim," oldu cevabı. "Soru sormak konusunda derin düşüncelerim vardır, mahşer günü ile çok fazla benzer özellikler gösterir. Sen bir soru sorarsın. Bu, bir taşı yuvarlamaya benzer. Sessizce bir tepeye oturursun, bir taş yuvarlanmaya başlar ve diğer taşları da harekete geçirir, sonra uysal ve yaşlı komşunuzun kafasına kendi evinin arka bahçesinde (aklına gelecek son kişidir) bir şey çarparak bütün aile adını değiştirmek zorunda kalır. Hayır bayım, ben bunu kendime bir kural haline getirdim; bir şey ne kadar sorunlu görünüyorsa, ben o kadar az soru sorarım."