Toprağın her kabartısını, susuzluğunu, tohumun çatlamasını, sardunyalarımın şenliğini, hanımelilerin kokusunu, sarmaşıklarımın, anasına babasına pay verenlerin arsızlığını, şımarıklığını, yediverenlerimin, menekşelerimin, yaseminlerimin gönül titreten güzelliğini anlatamam… Çapası, sulaması, her biriyle ayrı ayrı konuşup koklaşması olmasa, sabah sabaha benzer mi? Günaydınlar yerini bulur mu?