Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

162 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kafka'nın Son 15 Yılına Işık Tutan Metinler: Ottla'ya ve Aileye Mektuplar
"Konuştuğumdan farklı yazıyorum, düşündüğümden farklı konuşuyorum, düşünmem gerekenden farklı düşünüyorum ve bu en derin karanlığa kadar böyle sürüp gidiyor." - Franz Kafka. Çağımızın en büyük yazarları arasında yer alan
Franz Kafka
Franz Kafka
, Çek asıllı bir baba ve Alman Yahudisi bir annenin çocuğu olarak 1883'te Prag'da dünyaya geliyor. 1924'teki ölümüne dek ailesinden uzakta çeşitli şehirlerde çalışan Kafka, bir yandan da edebiyatla ilgilenmeye, öykü ve romanlar yazmaya devam ediyor.
Dönüşüm
Dönüşüm
,
Dava
Dava
,
Şato
Şato
,
Amerika
Amerika
gibi ünlü yapıtlarına ek olarak Kafka'nın yüzlerce sayfalık mektupları da ölümünden sonra yayımlanarak yazarın ününü artırıyor. Bu mektupların büyük bir bölümünü 2 kez nişanlanmasına rağmen bir türlü evlenemediği Felice'e (
Felice'ye Mektuplar
Felice'ye Mektuplar
) ve yine büyük bir bölümünü de hayatının belirli bir döneminde ilişki kurduğu Milena isimli kadına (
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya Mektuplar
) yazıyor Kafka. Ve yine
Babaya Mektup
Babaya Mektup
isimli uzun bir mektup daha kaleme alıyor. 1919'da yazdığı bu mektup, hayatı boyunca hemen her konuda çok fazla anlaşamadığı ama buna rağmen hayatının büyük bir kısmında saygıyla iletişim kurmaya çabaladığı babasına adanıyor fakat babasına asla ulaşmadığının altını çizmekte de yarar var. Son derece naif bir dille babasına söylemek istediği her şeyi sıralayan ve bu sayede vicdanını rahatlatan Kafka, duygusal bir dille yazdığı bu mektubunda bile edebi anlamda ne kadar yetkin biri olduğunu kanıtlıyor. Hayatının büyük bir bölümünde günlük de yazıyor Franz Kafka ve bunlar da yine ölümünden sonra
Günlükler
Günlükler
adıyla yayımlanıyor. Kafka'nın uzun yıllar mektup yazdığı isimlerden biri ise en küçük kardeşi Ottla Kafka. 1909 yılından 1924 yılına dek Ottla'ya ve (zaman zaman da annesi ve babasına) gönderdiği kartpostal ve mektuplar "Ottla'ya ve Aileye Mektuplar" isimli bu kitapta toplanıyor. Ülkemizde birçok yayınevinden çıkan bu kitabı ben İş Bankası Kültür Yayınları'nın Modern Klasikler dizisi kapsamında yayımlanan baskısından okudum.
Regaip Minareci
Regaip Minareci
'nin Almanca aslından çevirdiği bu mektuplar bu büyük yazarın son 15 yılındaki aile ilişkilerine ışık tutan, oldukça önemli metinler. Ailesinden uzakta, çeşitli işlerde çalışan fakat hastalığı dolayısıyla sürekli sorunlar yaşayan Kafka'nın mektuplarının büyük bir kısmı Prag damgası taşıyor. Kimilerini Merano'dan, kimilerini Liboch'tan ve Schelesen'den ve diğer başka şehirlerden ailesine ve Ottla'ya gönderen Kafka'nın bambaşka bir yönüne tanıklık ediyoruz bu mektuplarda. Kardeşine yazdığı mektuplarda eserlerine dair herhangi bir bilgiye rastlayamıyoruz ne yazık ki. Daha çok kendi hayatı ve ailesinin hayatına dair detaylı bilgiler edinme şansına erişiyor ve 100 yıl öncenin Avrupa'sına tanıklık ediyoruz. Kardeşini çok seven ve onu hayatta aldığı ve alacağı her kararda destekleyen son derece mütevazı bir Kafka gözlemliyoruz. Anne ve babasına yazdığı bazı mektuplarda ise daha resmi bir yanıyla karşılaşıyoruz ve özellikle babasına olan hitaplarında, onun hayatı boyunca babası tarafından kabul görme arzusunda olan mülayim yanını görüyoruz. Bu açıdan bu kitabın hemen öncesinde veya sonrasında Babaya Mektup isimli uzun mektubunun okunmasının oldukça önem teşkil ettiğini belirtmeliyim. Ottla Kafka'nın bir Yahudi olması ve ailesinin karşı çıkışlarına rağmen Hristiyan bir Çekle evlenmiş olmasını da yine en içten şekilde destekleyen abisi olur. Hayatı boyunca abisiyle çok yakın bir ilişkisi olan Ottla'nın da abisinin edebi kariyerini en çok destekleyen kişi olduğu bilinir genelde. Örnek bir abi kardeş ikilisini gün yüzüne çıkaran bu mektupların en büyük eksisi belki de Ottla'nın cevap mektuplarının olmaması. Kafka'nın ailesinden uzakta yaşadığı zorluklara ek olarak, yıllarca verem hastalığıyla da mücadele etmesi, satır aralarında karşımıza çıkan ve yazarın hayatına ışık tutan en önemli olaylar arasında yer alıyor şüphesiz. Nitekim bu hastalık sonucunda 1924'te, henüz genç sayılabilecek bir yaşta yaşama veda eden yazar için en büyük tesellimiz eserlerinin ölümünden sonra arkadaşı
Max Brod
Max Brod
tarafından yayımlanmasıdır. Kafka'nın vasiyetini yerine getirip eserlerini yakmak yerine bastırmayı tercih etmiştir Max Brod ve böylece dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri ortaya çıkmıştır. Kafka'nın ölümünden yıllar sonra Avrupa'ya hakim olan Nazi iktidarının Yahudileri katletmeye başlamasının ardından Ottla, eşi ve çocuklarını korumak adına boşanır. Dünya tarihinin görüp göreceği en büyük insanlık ayıplarından biri olan Auschwitz'deki toplama kamplarına götürülen çocuklara gönüllü olarak eşlik eden Ottla, kendi ölümüne gittiğinin farkında değildir ve böylece Hitler rejimi tarafından katledilen milyonlarca Yahudi arasında Franz Kafka'nın biricik kardeşi Ottla Kafka da yer alır. Kafka'nın erken ölümü edebiyat dünyasını üzse de, daha uzun yaşaması halinde kaderinin Ottla ile benzer olabileceği düşüncesi de bir hayli korkunç elbette. Fakat geleceğe dair konuşma yapmak yersiz olacağından, bu büyük yazarın eserlerini, günlüklerini ve mektuplarını okuyarak onu saygıyla anmak daha yerinde bir karar olacaktır. Mektup ve günlük okumak zordur. Fakat sevilen yazar, şair, ressam ve diğer kültür sanat dünyasında iz bırakan insanların hayatlarını yakından tanımak adına önemlidir. Franz Kafka'nın eserlerini beğeniyle okuyan her edebiyatseverin mutlaka mektuplarına da göz atması gerekmektedir. İyi okumalar dileklerimle.
Ottla’ya ve Aileye Mektuplar
Ottla’ya ve Aileye MektuplarFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018883 okunma
··
1.511 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.