Nasıl da güzel ifade etmişsiniz her şeyi. Her şey nasıl da kararındaydı. İnsanlık tam da olması gerektiği gibiydi. Nefret de. Bir insan nasıl olur da duygularını böyle güzel ifade edebilir, diye düşündüm. Kalem utanmış olmalı. İçinde gezindi ruhum kurmacanın. Siz hastalarla uğraşırken ben yanınızdaydım sanki. Kapının yanında duruyordum. Öyle ya, sizden başka görenler de varmış. Biri de bendim işte. Kurmaca dediğim, yazının gücüydü elbette. Böyle bir şey işte yetenek. Önce içinde hazmetmiş olmalı gördüklerini, diye düşündüm. Kendine ait, onu oluşturan tüm değerleriyle harmanlamış. Lime lime etmiş sorgularken. Sonra yeniden kurmuş. Ve öyle bir aktarmış ki kağıda, okuyup da duyguları cennetle-cehennem arasında savrulmamış bir okur kalmamıştır herhalde. Ben de onlardan biriyim. Ve şu pazar akşamı öyle kederlendim ki...Eğer bir öykü kitabında okumuş olsaydım, derdim ki; son zamanlarda okuduğum en güzel öyküydü bu.
Doktor hanım, yazmak size çok yakışıyor.