Şimdi sizlerle Genç Werther'in Acıları'nın 3 çevirisini paylaşacağım. Bu çevirilerden size yakın gelenini nedenleriyle açıklar ve yazarsanız sevinirim. Çeviride paragraf varsa ona göre birebir yazdım. Bu yüzden 3 çeviri de, çevrilen kısım olarak aynı. Ama aynı mı göreceğiz. :)
İŞ BANKASI- MAHMURE KAHRAMAN
1) Oradan ayrıldığım için öyle mutluyum ki! Değerli dostum, insanın kalbini anlamak olanaksız bir şey! O kadar sevdiğim, o kadar bağlı olduğum senden uzaklaşıyorum ve bundan mutluluk duyuyorum! Biliyorum, sen bu duygumu hoş göreceksin. Diğer ilişkilerim yazgı tarafından özellikle seçilmiş gibi değil miydi, sırf benim gibi bir yürek kaygı duysun diye? Zavallı Leonore! Ancak ben masumdum. Kız kardeşinin geçit vermez cazibesi beni hoş bir şekilde oyalarken o zavallı yürekte oluşan sevgi için bir şey yapabilir miydim? Ancak -tamamen masum muyum? Onun duygularını körüklemedim mi? Pek komik olmamasına rağmen, bizi sık sık güldüren onun çok içten sözleri benim için de bir eğlence konusu olmadı mı? Yapmadım mı?- Ah insanın kendinden yakınmaya hakk olabilir mi! Başaracağım, sevgili dostum, sana söz veriyorum, kendimi düzelteceğim, her zaman yaptığım gibi yazgımızın karşımıza çıkardığı ufak tefek sıkıntıları artık tekrarlayıp durmayacağım; içinde bulunduğum anın tadını çıkaracağım, geçmiş benim için geçmişte kalacak.
ODA YAYINLARI -CELAL ÖNER
2) Buraya gelmekle çok iyi ettim. Ah, dostum! İnsan yüreği çok anlaşılmazdır! Seni böyle severken, hep senin yanındayken... Senden ayrılayım da yine sevineyim? Olacak şey mi? Ama beni sevdiğini, bu durumu anlayışla karşılayacağını biliyorum.
Başkalarıyla tanışmalarımdan söz edersek: Bunlar sürekli, benim bu alabildiğine hassas yüreğimi iğnelemek için, özellikle karşıma çıkmış gibi değil miydiler? Zavallı Leonor! Fakat yine de benim bunda suçum yoktu! Böyle olacağını nasıl bilebilirdim?.. Ben bir yanda onun ablasıyla... O nazlı, o çekici ablasıyla hoşça vakit geçirirken diğer taraftan onun bana sevdalanacağını düşünebilir miydim? Kuşkusuz, hayır. Fakat acaba ben bu konuda çok masum sayılabilir miyim? Onun duygularını farkında olarak ben beslemedim mi? Gerçekte hiç komik olmadığı halde kaç kez bizi güldüren o katıksız heyecanları her seferinde benim hoşuma gitmez miydi?.. Ben değil miyim ki... Oh, bu insanlar hangi cesaretle hallerinden yine yakınırlar? Sevgili dostum! Sana söz: Artık kendime çekidüzen vereceğim. Artık eskisi gibi, yaşamın kederlerini her zerresine varıncaya dek tatmak istemiyorum. Bundan sonra hayatımdan yararlanacağım. Geçmiş günler benim için anılara karışmış olacak.
CAN YAYINLARI - NİHAT ÜLNER
3) İyi ki orada değilim! Sevgili dostum, insanın yüreği ne anlaşılmaz! Senin gibi sevdiğim, hiç kopamaz olduğum bir insandan ayrılıyorum ve üstelik buna seviniyorum! Ama beni bağışlayacağını biliyorum. Oradaki bütün diğer ilişkilerim, sanki yazgım tarafından benimki türünden bir yüreği kaygılandırmak için özellikle seçilmiş gibi değil miydi? Zavallı Leonore! Ama yine de suçsuzdum. Kız kardeşinin şımarıkça çekiciliği benim için hoş bir eğlence anlamına gelirken, onun zavallı yüreğine bir tutkunun yerleşmesi benim suçum değildi herhalde! Ama yine de -tümüyle suçsuz muyum acaba? Onun duygularını beslemedim mi ben? Kızın yüreğinden gelen -hiç gülünç olmamasına rağmen- hep güldüğümüz o tümüyle içten dışavurumlarından aslında zevk almalmıyor muydum? Ben değil miydim... Kendinden yakınabilen insan ne anlaşılmazdır! Sevgili dostum, düzeleceğime söz veriyorum; her zaman yaptığım gibi yazgının önümüze çıkardığı her küçük kederi artık eveleyip gevelemeyeceğim ve geçmiş benim için geçmişte kalacak.