Hikayemizin yarısı bitti- ikinci döneme geçtik, olan biteni özetlemek istedim ben de. Dünyada kaynakların tüketilmesi, küresel ısınma, mecburi barış dönemi ve uzayın bölüşülmesi, sonra NASA'nın Alex ve Russel'ı Klon ve gerçek maymunlarla (SC) Enceladus'e göndermesi- Onlar Saturn'deyken çıkan 3.dünya savaşı ve Amerika dışındaki kıtaların yok olması. NASA'nın gizli bir uzay gemisiyle Enceladus'e klon ve normal insan göndermesi. (1000 yıl sonraki derslerden bu projenin başarıya ulaşıldığını öğrenmemiz) Halkın bunu öğrenmesi. Kalan 14 ulusun Amerika'da yaşaması. İsyankarların ortaya çıkması. Dünyanın iki kutba bölünmesi, çoğunluk devletler ve azınlık isyankarlar. Alex ve Russel'ın dönmesi. Dünyanın küresel ısınma sonucundaki halini görmeleri. Russel'ın devlet güçleri Alex'in isyancıların eline düşmesi. Olayların gelişmesi. - 1000 yıl sonra Dr. Whoo ve Dr. Earthman adında iki öğretmenin, klon mu, insan mı, yapay zeka mı bilemediğimiz çeşitli uluslardan öğrencilere bunları anlatmaları. Atladığım önemli bir nokta var mı bilmiyorum.
Necip'in yazdıklarında şu ana kadar olanla çelişen bir durum yok, daha çok daha önce yazanların döktükleri kırıntıları süpürmüş biraz. Kevser tarafından oluşturulan Asi sınıfını şekillendirilmiş ve yaptığı Meritokrasi ya da Teknokrasi açılımıyla sempati kazandırmış kendilerine. Sadece Amerikanın kalmış olması baştan gelen mecburiyetimiz. Aslında baştaki uzay ajansını NASA'ya çevirmeseydi Semih çoğunluğun görüşüne uyup, daha iyiydi bence. Ama öyle olunca yine yine Kansas'a çakılı kaldık mecburiyetten. Başından sonuna okuyanları tatmin edici bir bölüm olmuş ama gerçekten bu son kısım.
Şimdiye kadar bir boşluk oluşmadı gibi geliyor bana, gerçi hala köstebek adamlarla ilgili konuşan kimse yok :) Bundan sonra iki yönde gidebiliriz gibi geliyor bana. Tamamen dünya üzerinde kalıp, ufak flash forwardlarla Saturnden kısa kısa yapabiliriz. Ya da bir iki bölümde Dünya'da olan biteni bitirerek, Satürn'de başka bir hikayeye geçeriz. Gerçi bir Dünya bir Satürn de yapabiliriz ama kalan kişilerin toparlaması için zor olur gibi geliyor bana.
Şu ana kadar gerçekten Semih'in dediği gibi kaliteli bir iş çıkarıyoruz, toplama bir iş olmasına rağmen bütünlük bozulmadı ve - etkilenmeler olsa da ara sıra- nispeten özgün bir şeyler yazıldı. Umarım biz de bu gidişatı bozmadan, düzgün bir şekilde devam edip sonlandırırız hikayeyi. Hikaye dedim ama novelette bile olabilir böyle giderse:) Şu andaki olabilecek tek sorun yazarların ana konulardan bağımsız takılıp , Uğur'a oldukça çok iş bırakmaları. Ama şu ana kadar gördüğüm ve bundan sonrası için düşündüğüm kadarıyla herkes iyi niyetli ve elinden geleni yapıyor. Bir de artık kendinden sonrakilere fazla orta yapmaya gerek yok gibi geliyor fazla, sonuçta oldukça geniş bir alan var herkese yazmak için. Tabi bunlar benim kişisel görüşlerim sadece.
Buradan başta o kadar yoğunluğun arasında sabahlara kadar uğraşıp hikayeyi son olarak olması gerektiği gibi toparlayan Necip olmak üzere, yazan tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Ve Ayça hanıma kolay gelsin diyorum hepimizin adına. Güzel ikinci yarılar.