Yorum yapmayacaktım, dedim Semih yorum yapmamı isterdi. :)))
1937 yılında yazılmış... Hmm.. Daha dönmediği yıllar... :)))!! 1939 dan itibaren bakınca ve özellikle 1950 sonrası, Menderes e yalvaran mektupları da okuyunca harika bir karakter analizi ortaya çıkıyor.
Aynı şeyler Peyami Safa'da da geçerli. Şimdi bu tarz kişileri okurken birkaç nüans var. Ya geçmişlerini bilerek kabul edip okumak ya da kabul etmeyip okumamak. Bir insanın iç dünyası ve yaşam felsefesi para üzerine ve yalanlar üzerine kurulu olursa, yazdığı eserin kıymeti nedir? İsterse Savaş ve Barış'ı yazsın.
1938 öncesi NFK ile sonrası NFK bambaşka kişiliktir. Cumhuriyet düşmanı, laiklik düşmanı, latin harf düşmanı, bildiğin Atatürk düşmanı. Atatürk'ün ölümü üzerine yazdığı güzelleme ise müthiş bir eser olarak tarihin gazetelerine kazınmıştır. :))
Günümüz siyasetinin nifak tohumudur. Baş Yüce den bahsettiği eseri vardır. "İdeolocya Örgüsü" ütopyası ile ne büyük adamdır ama! :)
NFK severler, tabi ki severler, kendilerince konu edebiyat. Geçmişi ve düşünceleri bilerek okumak ve okumamak diye bir seçenek vardır. Özellikle temiz kalpli edebiyat okurları geçmişini ve görüşlerini bilmeden okur. :) Diğer kesim yani ; islami düşünce tarafında olanlar bilerek okur ve onu büyük bir tarafa koyar. Tamamen hikayedir, safsatadır. NFK yaşayanların değil, yaşamayanların arkasından yazan, kendine gram güveni olmayan, iktidar sevdalısı, burnu sadece para kokusu alan bir kişidir. Siyasete bulaşmasa ve karakterli bir insan olsa, belki herkes tarafından okunurdu(!)
Benim için kök önemli. Kök ü bozuk hiçbir kişiyi okumam. Kök ü sağlamsa, görüşü ne olursa olsun okurum.
Eline sağlık. Safa'dan sonra yine muhalif bir yorumla selamlarımı iletiyorum Semih. :) Bu yoruma, Semih dışında savunucu yorum yapacak, tanıdığım ya da tanımadığım okurlara ufak bir uyarı, buyrunuz ama yumuşak cevaplar beklemeyin. Semih'le bizim muhabbetimiz başka ama siz bilirsiniz tabi. :))))