Şimdi batıl inanç meselesi gülünç ama eğlenceli. Ben severim batıl inançları elbette çoğunun altının boş olduğunu bildiğim için, bana eğlenceli gelirler.
Bir de şu mesele var. İnanacağımız her şeyin bilimsel bir temeli olması gerekir mi? Kanaatimce bu görüş bireyi materyalizme sürükler. Materyalizm de insanı insanlıktan çıkartıp mantıksal bir mekanizma haline getirir. Kanaatimce, metafizik ve doğaüstünü de gözardı etmemek icap eder. Eğer salt mantıktan örülü bireyler olmak istemiyorsak. İnsan mantıksal olduğu kadar da duygusal bir varlıktır. Sağlıklı bir bireyin bu iki unsuru dengelemesi icap eder.
Bir diğer yorum yapmak istediğim konu da yaş meselesi. Elbette her kitabın bir yaşı vardır. Yorumunuza bu yönden katılıyorum. Ancak bu yorumu yaparken, bireyin yaşadığı coğrafyayı gözardı ettiğinizi düşünüyorum. Bu kitaptaki olguların hepsini reddedecek 50 yaş üstü bireyler olduğu gibi, hiçbir mantıksızlık bulmayacak 20 yaş altı bireylerde vardır.
Bu kitap genelinde herkesin takılıp kaldığı, batıl inanış mevzuusu var bir de. Tamam bu kitap batıl inanış konusunu işlemiş olabilir ama bu %10 una tekabül eder. Burada asıl işlenen bir kültürdür. Batıl inanış dışında çok daha önemli konular var. Misal, köyden kente göç. O insanların mücadeleleri, uyum çabaları. Bunlarda en az batıl inanış kadar irdelenmeli diye düşünüyorum.
Kalemine sağlık güzel olmuş :) yazı biraz eleştirel oldu, hatamız olduysa, sürçü lisan ettiysek affola. Keyifli haftasonları dilerim :)