Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Lokmanın en acısı....
Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not alırım ama zamansızlıktan ancak yarısını paylaşırım. Neyse işte, sözü fazla uzatmayayım, siz benim ne demek istediğimi anladınız. Mutluluk paylaştıkça çoğalırmış, okuyalım ve mutlu olalım. Siz incelemeden kaçmadan ben işe yazarımızı anlatmakla başlayayım. Kimdir bu
Fahri Erdinç
Fahri Erdinç
, neyin nesidir? İsmini duyan var mı, buradaki okumalar dışında? Yok tabii ki! Zaten bir çok yazarı bu sitedeki okumalar sayesinde keşfediyoruz. Hayatını okuyunca neden keşfedilmeyenler arasında olduğunu daha iyi anladım. Edebiyatımızın özellikle TOPLUMCU GERÇEKÇİ yazarları unutturulmaya çalışılmış. Gayet normal. Ne de olsa toplumdaki çarpıklıkları, aksaklıkları yazmaya çalışmışlar, toplum ilerlesin diye seslerini duyurmaya çalışmışlar. Ama her zamanki gibi iktidardakiler, sanki her şey yolundaymış gibi, senin ne haddine toplumdaki aksaklıkları yazmak demişler ve her fırsatta bu yazarlarımızın seslerini kesmeye çalışmışlar. Öyle görülüyor ki, başarılı da olmuşlar. Çünkü gün yüzüne çıkmamış o kadar değerli yazarları daha yeni yeni keşfediyoruz.
Fahri Erdinç
Fahri Erdinç
, 1917 yılında Manisa'nın Akhisar kasabasında doğmuş. Daha bir yaşındayken annesini veremden kaybederek feleğin tokadını yemiş. Abisi Ferit'e, ablası Emine'ye ve küçük Fahri'ye komşuları bakmış. Henüz bebekken bir yangının ortasında kalır. «Yiyecek ekmeğin varmış öksüzüm,» der babası küçük Fahri'yi yangından kurtarırken. Ama nereden bilecek, Fahri'nin yiyecek ekmeği değil de yiyecek dayağı olduğunu. Evlendiği kadının çocuklarına ana değil de bir yara olacağını. "... babam bir gün hem sulfatayla, hem de bir kadınla döndü İzmir'den. İlk sulfatayı tattım: acıydı. Daha ikinci gün de yeni anamın dayağını tattım: sulfatadan da acı geldi." (s. 65) "Günde üç öğünden sonra hoşaf yerine dayak yesem de, Emine ablama bakarak ben yine hoşnuttum." (s. 66) Babası öğretmen ama gel gör ki, maaş yetmiyor. Mecbur toprak kiralayıp tütün işine girişir. Üç küçük çocuk, bir de baba tütün işinde çalışır. Yaz boyu dinlenmek nedir bilmezler. Üvey ana nerede mi? Tabii ki evde. Ne de olsa tütün işi zor. Bu zorluğu anlatmaya ne benim kelimelerim yeter, ne de siz benim anlatmamdan anlayabilirsiniz. Hani derler ya, anlatılmaz yaşanır. Öyle işte. Okumayan (yaşamayan desek daha doğru olur) tütün işinin bu denli zor olduğunu anlayamaz. Ne yalan söyleyeyim ben de bu kadar zor olduğunu bilmiyordum. Okurken, küçük yaşta yaşadığım bazı anılarım canlandı. Memlekete gittiğimizde teyzemlere giderdik. Tütüncülük yaparlardı. Kuzenlerle beraber bizde oturup tütün dizerdik. Çocuk olduğum için ve ilginç geldiği için hoşuma giderdi. Şimdi o günleri düşününce kuzenlerimin neler çektiğini daha iyi anladım. Biraz geç oldu ama yapacak bir şey yok. Bu kadar anı yeter. Biz gene yazarımıza dönelim. Zira yazarımızı tanımadan kitabı anlatmanın bir önemi yok. Evet ne diyorduk tütün işi zordur ama yaştır da. Umduklarını bulamazlar. Piyasa açılmaz, küçük üretici tefecinin eline kalır. «Ey ahali! Gıymatlı Belediye ireisimiz Ali Rıza bey, piyasa açılıncaya gadar birez tütün alcek! Tüccar İramazan efendi de biraz alımkâr oluyo. Obalı ağa da, Şerifzadeler de alıyo. Başı darda olan loncaya goştursun. Bugün varsa yarın yoktur ola ki... Duyduk duymadık demeyin haaaa!...» (s. 92) Gördüğünüz gibi bugün de değişen bir şey yok. Büyük balık küçük balığı yutar misali devir aynen devam ediyor. Ben lafı fazla uzatmak istemiyorum. Aslında istiyorum da okuyanlara eziyet olmasın diye kısa kesmek istiyorum. Yazarımız bir süre sonra abisini veremden kaybeder. Üstelik öğretmen olmak için evden kaçıp Balıkesir Öğretmen Okuluna giden abisini. Mezuniyet kıyafeti yerine kefen giyer. Ama abisi Ferit, ölmeden önce kardeşi için en büyük iyiliği yapar ve onun da Balıkesir Öğretmen Okulu sınavlarına girmesi için babasını ikna eder. Abisinin ölümünden sonra okuldaki arkadaşları için o artık 'Küçük Ferit' tir. Ona abisinin ismi ile seslenirler. Babası istemese de, küçük Ferit öğretmen olur. Tam, oh ne güzel göreve başladım derken, üfürüğü ile ünlü bir hocanın bulunduğu köye düşer. Bu hoca öyle bir hocadır ki, üfürüğü sayesinde köye gelen bütün öğretmenleri kaçırtır. «Hoca zorlu üflüyor, Atam. Benim mumun yalımı titriyor. Ülkü, ideal kabadayılıkları bir yana, gerçek bu... Yılsam, Cumhuriyet ölür! Dayanıyorum.» (s.209) Mümkün mü cehaletin karşısında kazanmak. Ne mümkün? Kaybediyor, ne kadar dirense de olmuyor. «Bizim kale düşüyor, haberin olsun. Kış ortası. Kiremit aktaracağız diye okulun üstünü açtılar. Bir daha da kapamadılar. Yağmur, yel benim mumu söndürdü. Bu damlıyan, mumun içyağı değil, yüreğimin yağıdır, gözyaşımdır, kanımdır.» (s. 212) Hala da savaşıyoruz cehaletle. Korkarım ki, bundan yüzyıl sonra da savaşacağız. Yazarımız öğretmenlikten umduğunu bulamayınca gazetede okuduğu ilan üzerine İstanbul'a konservatuvar sınavına gider. Orada Sabahattin Ali ile tanışır. Bir süre onun öğrencisi olur. İlk yazılarında Sabahattin Ali'nin öğütlerini dinler. Bazı hikayeleri gazetede yayınlanır. Bu arada sahneye çıkar. Babasına göre ise düşer. «Baba, sahneye düşülmez, çıkılır. Yüksek yerdir sahne. Halk okuludur. Ben artık öğretmenliğimi bu alanda sürdüreceğim. Adım da, senin dediğin gibi köçek değil, aktör olacak.» (s.220) Ama içi kan ağlarken sahnede gülmek çok zoruna gittiği için tekrar öğretmenliğe döner. Bu sırada bütün belediye başkanlarının başkanına kalayladığı için bir süre içeride misafir edilir. «İstanbul'da peşine polis takmışlar.» «Kötü mü? Koruyorlar beni. Önemli, değerli yurttaş oluyorum demektir.» «Böyle önemlileri eni sonu kilit altında koruyorlar ama...» (s. 238) Yazdıkları yüzünden o artık sürekli gözetim altındadır. Üstüne bir de evlilikte umduğunu bulamamıştır. Eşinin çevresi gittiği yolu bırakmasını, devlet ne istiyorsa onu yapmasını ister. Tabii babası da! Ama o doğru bildiği yoldan dönmez. «Ben aklıma kelepçe vurdurmam. Güdülmeğe de niyetim yok.» (s. 258) Üstüne bir de hocası Sabahattin Ali'nin ölümü gelir. Sabahattin Ali'nin ölümü onu çok derinden etkiler. "S. Ali'yi yitirmiştik. Tut ki, bizim Gorki'mizi, Markopaşa'yı, bizim kuşağa sözü dudaktan gözü budaktan esirgememeyi öğreten, bana çabalamayı öğreten ağabeyimizi yitirmiştik." (s. 263) "... diriliğinden korktular. Korktukları için, kalemle yazdığını kılıçla bozamadıkları için de onu öldürdüler." (s. 263) Ve onun gittiği yolu takip ederek aynı yerden Bulgaristan sınırına geçer iki arkadaşı ile birlikte. Hocası Sabahattin Ali'nin başaramadığını başararak adeta ona olan borcunu öder. "Düştüğü yerde ben oturuyordum ama, kalktığım zaman bende dirilen ve kan revan içinde doğrulan o idi." (s. 264) E, kitaba ne zaman geleceksin dediğinizi duyar gibiyim. İşte size kitap! Yazarın doğduğu günden sınırdan geçene kadar yaşadıkları. Yani yazarın kendi yaşamı. "Bu bir roman değil. Olsa olsa, yolunu arayan bir genç adamın otuz kadar yılının yaşantıları üstüne otuz kadar hikâyeden bir hikâye." (s.266) Kitabın doğallığı karşısında hayran kaldım. 1959 yılında yazılan bir romanın günümüz Türkçesi ile yazılması beni çok şaşırttı. Herkesin okuyup anlayacağı bir dil kullanılmış. Bir kitap bu kadar mı yalın yazılır? Hele o zaman zaman kullandığı şiirsel dil yok mu, okurken adeta akıp gidiyor. Ayrıca yaşadığı acılara mizah eklemesi beni okurken güldürdü. Yer yer
Aziz Nesin
Aziz Nesin
kalemini gördüm. Kah güldüm, kah ağladım. Özellikle abisi Ferit'in ölümü beni çok etkiledi. Yazarı tanımak istiyorsanız okuyun. Yok ben istemiyorum diyorsanız, güzel bir roman okumak için okuyun. İnanın çok güzel bir roman bulacaksınız. Aynı zamanda çok da doğal. Hem gülüp, hem ağlayacaksınız. Üfürükçü hocayla savaşıp, bir öğretmen görevden nasıl soğutulur göreceksiniz. Sözün kısası çok şey bulacaksınız. Bu kitabı mutlaka OKUYUN. Bulgaristan'a geçtikten sonra yaşadıklarını çok merak ediyorum. Okuma macerama sınırı geçtikten sonraki yaşadıklarını yazdığı Kardeş Evi ile devam edeceğim. Meraklısına şimdiden keyifli okumalar. Yazdığı inceleme ile kitabı ve yazarı keşfetmeme vesile olan https://1000kitap.com/seda_bera 'ya ( #59468261 ) ne kadar teşekkür etsem azdır. Ayrıca
Adem
Adem
( #92442392 ) ve https://1000kitap.com/Nordavind ( #94807102 )' ya da çok teşekkürler. İncelemeleriniz sayesinde kitabı ön sıralara aldım. Sayenizde güzel bir yazarla tanıştım. Hepiniz var olun. Ben sizler sayesinde keşfettim, umarım başkaları da benim sayemde keşfeder.
Acı Lokma
Acı LokmaFahri Erdinç · Yordam Kitap · 2013127 okunma
··
1.152 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Elinize sağlık hocam. Çok tesirli bir inceleme. Kitap benim de listemde:) önümüzdeki günlerde tanışacağız yazarla.
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Umarım okuyanlar çoğalır.
Seda okurunun profil resmi
Sultan Hoca'm ne etmişsin sen böyle? İncelemeni okumak bile gözlerimi doldurdu. Ellerine, emeğine sağlık. Hep ne diyorum biliyor musun, keşke Fahri Erdinç ve onun güruhuna yetişebilseydim de teker teker ellerini öpseydim,teşekkürlerimi sunsaydım. Şu toprakların yetiştirdiği kıymetli, aziz insanlar, ruhları şad olsun, ne diyelim...
Sultannn okurunun profil resmi
Dilimin döndüğünce hissettiklerimi yazmaya çalıştım. Aynı şeyleri düşünüyorum inan bana. O dönemde yaşayanlar ne şanslıymış diyorum. Güzel yorumun için çok teşekkür ederim canım.
Semih Doğan okurunun profil resmi
Sultan Hanım elinize sağlık. Özellikle toplumcu gerçekçilik ve cehalet ile ilgili yazdıklarınız çok güzeldi. Tespitlerinize katılmamak elde değil. Teşekkürler.
Sultannn okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. Bir şeyler anlatabilmişsem ne mutlu bana.
Demet okurunun profil resmi
Son zamanlarda çok karşılaşmaya başladım bu kitapla listeme alıyorum hocam ne güzel yazmışsın eline sağlık. ❤️
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim canım ❤️ Beğendiysen ne mutlu bana. Bence mutlaka okumalısın
1 sonraki yanıtı göster
Fama okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık çok güzel yazmışsınız 👏🏼❤👏🏼❤👏🏼❤
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim. Beğenmiş olmanıza sevindim ❤️
İrfan Gülmez okurunun profil resmi
Emeğinize ve yüreğinize sağlık Hocam yeterince doyurucu bir inceleme olmuş. 👏👏
Sultannn okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim.
Bu yorum görüntülenemiyor
Çınar Kartal okurunun profil resmi
Harikaydı okudum okuttum sağolun Sultan hanım
Sultannn okurunun profil resmi
Çok sevindim. Gerçekten çok güzel bir kitap.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.