Üçüncü kitapta bahsi geçen ve zenginlikleri ön plana çıkan yedi kurucu aileden biri, Frazier ailesi son kitap #dilektaşı 'ında maaile tüm fertleri bir arada.
Tarihe özel ilgisi olan doktora öğrencisi Gemma Ranford, Frazier ailesinin geçmiş tarihine dönüş yapıp Frazierlerin seceresini belgelemek için kasabaya gelir. Ama önce kafasına koyduğu bu işi yapabilmek için adaylar arasından sıyrılması gerekiyor.
Gemma araştırmasına başladığında,
nesilden nesile bir efsane gibi anlatılan ve Frazier soyadına sahip herkesin dileklerini yerine getirdiği anlatılan bir Dilek Taşı olduğu, ailenin dile getirdiklerini birebir yaşadığına tanık olunca; doğruluğuna inanmaya başlar. Frazier’ların büyük oğlu Colin'de zaman zaman Gemma ile bir arada bulunuyor. Babası öldüğünden beri kendini yalnız hisseden ve aidiyet duygusu yaşayamayan Gemma, Frazier’ların en büyük oğlu Colin’e karşı farklı düşünceleri oluşmaya başlar ve aşk...
Gemma ve Colin, bir asırdan uzun süredir kayıp olan Taş’ı bulabilmek için birlikte çalışmaya başlarlar.
Uluslararası üne sahip bir hırsızı bahsi geçen Dilek Taşı'nın peşin takıp kasabaya getiren yazar, baş karakterlere ve kasabaya aksiyon yaşatmış ve tabiki okura da bu heyecanı geçirmeyi nitelikli kalemiyle başarmış.
Serinin tüm kitaplarında kalabalık kadro olmasına rağmen, yazar her birine öyle bir kimlik yüklemiş ki hepsi okurun hafızasında, bir tanıdığı bir yakını olarak kalıyor. Olayları dağıtmadan sade bir şekilde birbirine bağlamış. Askıda kalan hiçbir konu yok. Dördüncü kitabın yorumunda dediğim gibi okuduğum tarz değildi ama keyifle okudum, romans severlere gönül rahatlığıyla tavsiyemdir.