Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kendinden ,geçmişinden,inandıklarından soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil.
...
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kalmıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğuluyor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor.
Bazen hep aklımın bi köşesini tırmalayan şeyler oluyor. Dostlarıma, arkadaşlarıma karşı gönül vefası borcum olduğunu düşünüyorum ve ilgilenmeyi ötelemek istemiyorum. Günün yorgunluğu iş güç derken kendi kendimize bile hayrımız olmuyor evet. Lakin mümin kardeşlerimizi de düşünmek zorundayız, akrabalık arkadaşlık ilişkilerini, üzerimizde hakları olup olmadığını sorgulamak zorundayız. Kiminin hastalığı, kiminin işi, kiminin eşi, çokça sınavı var. Onlara da küçük bir payda ayıralım diye düşünüyorum. Kafam karmakarışıkken şöyle bir not açtım telefonumda:
Pazartesi günü:
Ayşe’yi
Kadir beyi
Mahmut’u
Rana’yı
Ayfer halayı
ARA.