Artık gitme zamanı gelmişti.Arkamızda yabancısı olmadığımız gözyaşı, hıçkırık ve umutsuz dolu yarınlar.
Götür beni gittiğin yere...
Beni alıp götür, desem. Kaçır, diye yalvarsam...
Reklam
...seni anladım. Aşktan korkmanın hayattan korkmak olduğunu da... Razıyım! Gittiğin yere götür beni! İradem sendin, muradım sen ol!
Sayfa 36
"Peki Bahşı, seni anladım. Aşktan korkmanın hayattan korkmak olduğunu da... Razıyım! Gittiğin yere götür beni! İradem sendin, muradım sen ol!" "Seni pişman etmeyeceğim Kaknuşşam! Senin için yaşayacak, senin için öleceğim. Bundan böyle sen bana azık, ben sana neşe, sen bana hayat, ben sana sevgi... Beraber yürümediğimiz hiçbir menzilim, birlikte sevinmeyeceğimiz tek arzum olmayacak... Konuştuğum sen, konum sen olacaksın..." "Bundan böyle emir sendendir Bahşı, yapmak benden; sır sendendir, saklamak benden... Güvencim sen olacaksın, sevincim sen; sen sevgim ve sevgilim. Bağım ol bağbanım ol, gülün olayım, bülbülün olayım. İşte sana and; bundan böyle sen oldukça şakıyacak, sensiz susacağım."
Sayfa 36
Oldu(rdu)ğun, öldü(rdü)gün kadar
Aynı gökyüzü altında farklı gökyüzüne baktığımızı kabul etmedik. Yan yana göğe bakarken, ben, hayat kısa kuşlar uçuyor diye şiirler okurdum, sen götür beni gittiğin yere diye arabesk şarkılar söylerdin. Birbirimizin farklılığındaki aynı şehvetle bağlıydık biz... Olamadık biz ve bir şarkı öldürdük...
“Nere gidiyorsun ey bulut, nere? Dur, beni de götür gittiğin yere. Tut elimden, tut yukarı çek beni.”
Sayfa 97 - 1990
Geri14
47 öğeden 41 ile 47 arasındakiler gösteriliyor.