Senin kaburganın altın parçası da değilim, senin soyunun yasağa zaafının kaynağı da.. Ben var olanı çoğaltmakla, bereketle, verileni yükseltmekle yükümlüyüm. Sen bana aynasın, ben sana.. Senin ne verdiğine bakman lazımken, benim neyi çoğalttığıma bakmam lazım.. Ne sen benden yücesin ne de ben senden. Biz hatırlamak şartıyla geldik. Yin ve Yang gibi, önce kendimizi sonra karşıtımızı.. Son olarak da dengeyi hatırlamak için geldik.
Hem bütün hem parça olmayı, hem iyi hem kötü olmayı, her deneyimin ama önce ama sonra her iki tarafında olduğumuzu kabul etmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Benliğimizle ve geri kalanlarla ilgili yargılarımızı taşıdık yanımızda yok yere, yıllar ve yıllarca. Bir an'ı yaşamak için bekliyoruz hala. Bu an' bitiyor. Nasıl bittiğine bakıyoruz. Kaçırıyoruz.. Kaçındığımıza yakalanmadıkça, sımsıkı tuttuklarımızı bırakmadıkça kaçırmaya devam ediyoruz.
Burdasın.
Şu an'da.
Hisset.
Nefesini..
İçine dolan havayı ve içine dolacak havayı hisset. Aynı anda..
Kapat gözlerini ve bu hissi hatırla..🗝️💫