Yokluğun buz gibi soğuk
Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Ayna
Şimale, Niémen kıyılarına, on beş yaşlarında, badem çiçeği gibi pembe beyaz, küçük bir adalı kız gelmişti. Sinek kuşları diyarından kalkıp gelmişti. Onu aşkın rüzgârı alıp getirmişti… Adadaki tanıdıkları, “Gitme,” demişlerdi. Karada hava soğuk olur. Kış, senin canına kıyar. Fakat küçük adalı kız kışa inanmıyordu. Soğuğu, ancak
BENEKLİ KURDELA
Karnım doyunca, eski defterleri karıştırdım. Sekiz yıldan beri dostum olan Sherlock Holmes’un yöntemlerini incelemekteyim. Notlarıma göz gezdirdiğim zaman, olağanüstü yetmiş meseleye rastlıyorum. Feci, komik, acayip olanları var, ama hiç biri sıradan, basit değil. Sebebi meydanda, Holmes herhangi bir işle uğraşmaz, o para