Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
GEZGİN İSTEK
Seyrek açan bir çiçek yaşlı bir yaprağa sezdiriyor: Kolunda uyumak istiyorum. Dağlar tutuyor başı dönmüş bulutları. Güneş, yağmur, rüzgâr… Ayrılamıyor bulutlar dağlardan Dayanamıyor yürek biçiminde olanı:
Sonsuzum (Kendimden)
Gel bir ateş yakalım hasretin tam ortasına, Gel bir dilek tutalım mutluluk hatırasına, Sen ki : Geç gelmiş bütün mutlukların ortak temsili, Ben ki Senden gelen ne varsa amenna demenin diğer sesi Dur bak gözlerime bir resim karesinde, Ben kimseye bakmadım böylesine.... Böylesine büyülü, böylesine sevgi dolu Ve ben görmedim yüreğinden daha güzel
Reklam
hadi dertleşelim
Bu zamana kadar şidde₺ mağduru olan veya t@ciz vs gibi şeyler uğrayıp konuşamayan kadınlara içten içe sinirlenirdim. Tâ ki geçen yaza kadar.. Neden söylemiyorlar, neden konuşmuyorlar, neden hiçbir yere gitmiyorlar (polis, kadın sığınma evleri vs.) ama insanın bir şeyleri anlamak için yaşaması gerekiyor. Mesela; neden konuşmuyor, neden yardım istemiyor, neden derdini anlatmıyor... Yaşayınca anlıyorsunuz. Anlatamıyorsun ki, nasıl anlatacaksın, ne diyeceksin? Toplumun büyük kesiminde, sen bir şey yapmışsındır, algısı yok mu zaten. Kime anlatacaksın derdini? Yazın ortası, hava çok güzel. Diyorsun kendi kendine ev yakın zaten, yürüyeyim bu gün binmeyeyim otobüse. Yürüyorsun kulağında kulaklıklarınla. Sonra arkanda birisinin varlığını hissediyorsun. Dönüyorsun bakıyorsun, 20-25 yaşlarında bir erkek. Yol tek yön, aynı yere gideceğizdir diyorsun. Sonra onun sana yaklaştığını hissediyorsun. Hızlanıyorsun, seninle beraber hızlanıyor. Önüne geçsin diye yavaşlıyorsun, seninle beraber yavaşlıyor. Birilerini arıyorsun yanlız olmadığını bilsin diye. Etki etmiyor. Sonra sana kabuslarına konu olan o cümleyi söylüyor, merak etme ısırmam. Belki başkasına hafif bir cümle gibi geliyor ama sende o kadar büyük yaralar bırakıyor ki. Bağırarak ağlamak istiyorsun, nefesin daralıyor, bacakların seni taşımıyor, ellerin titriyor. Gözlerinde yaşlar aka aka eve gidiyorsun ve susuyorsun çünkü anlatamıyorsun ki. En başta da dediğim gibi insanların bir şeyleri anlaması için yaşaması gerekiyor, ben yaşadım anladım.
Doğaçlama
Gün ortası, yalnızlıkla sarmaşıktı benim de önümde şafaklar var ama hepsi gri. Şiir ruhumu sardı, yokluğun boşluğunda kayboldum. Aydınlık ve Güneşin yüzüme bakışı sıcak değil, gözlerime vuran sisli bir ışık. Gökyüzü bulutlarla kaplı, ruhumun yansıması gibi. Sessizlik içinde hissettim tüm varlığımı, sessizliğin hüznü sardı her yanımı. Benim de önümde şafaklar var ama hepsi gri, içimdeki fırtına ise sessizliğin gölgesinde yankılanıyor. Gün ortası ve benim de önümde şafaklar var ama hiçbiri renkli değil. Şiirin yalnızlığı içinde yokluğun hissedilirken, aydınlık arayışıyla gökyüzüne bakıyorum. Güneşin sıcak ışıkları eksik, ruhumun derinliklerinde bir boşluk var. Aydınlık zamanların özlemiyle yanan yüreğim, gri tonlarda kayboluyor. Yalnızlık hissi karanlıkla örülü, duygularımı yansıtıyor fakat; karmaşık ve belirsiz. Ben de bir parçayım bu gri dünyanın içinde, şafakları beklerken, umuda sarılıyorum.
Arada karalıyorum.
Nisanın ortası, muhtemelen ömrümün de ortasındayım. Sayısız gün batımı, sayısız yağmur, sayısız insan, sayısız film ve birkaç cenaze görmüşlüğüm var. Gözlemlerimin ve yaşanmışlıkların bana kattığı her şeyi; bir kürek toprağı, kırk beş dereceyle dizilmiş tahtaların üstüne atınca kaybettim. koordinat olarak açıklamam gerekirse; hiç hareket etmediğim halde her şey arkamda kaldı. bu durum ne fiziğe yakıştı, ne de benim gençliğime. pek bir talebim kalmadı... Nostalji hastalığım yok ama eski ramazanları, eski bayramları, eski insanları, eski sohbetleri, eski kaşarı ve koca evin içinde tek başıma yaşamadığım günleri özlüyorum. Efkarımı derinlemesine analiz etmek gibi bir şımarıklığım var. konu benim hüzünlerim olduğu zaman rafine bir insanım. Kendime haksızlık etmek, benim hobimdir. günlük şehir hayatının kaosundan bu şekilde sıyrılıyorum. bir saman kağıdına evren için bütün kusurları yazsam, zamanım yetmeyecek. o yüzden ben bütün ihaleyi kendime yüklüyorum. Bu şekilde muazzam bir zaman kazanıyorum. Ortadoğu'daki petrol meseleleri de, ilaç sektörünün pandemi fantezileri de, mülteci sorunu da, fenerbahçe'nin içinde bulunduğu durum da, tabii ki benden kaynaklı.
Gün ortası güneşlere hasret bıraktın. 🎶
Reklam
İsrail Mescid-i Aksa'ya şah çekecek. Umarım mat olmaz Aksa.
İsrail ve Büyük Satrançta Son Hamleler Şah / Mat mı? Satranç en sevdiğim oyun ve yedi yaşından bu yana oynarım. Oyunu bana öğreten babam dışında birçok iddialı ismi yendim. Bazen de kaybettiğim oldu doğal olarak. Fakat genel olarak fena bir oyuncu sayılmam. Satrançta meşhur açılışlar vardır; İspanyol açılışı, Hint açılışı gibi. Aynı zamanda
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Fırsatın farkindamisin?
"Şüphesiz biz o Kur'an'ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesi nedir bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gece melekler ve ruh Rabbinin emriyle herbir iş için veya herbir kişi için inerler de inerler. O gece tan yeri ağarıncaya kadar selam ve esenliktir." (Kadir: 97/1-5) "Biz o Kur'an'ı mübarek bir gecede indirdik, zaten biz insanlığı her zaman uyarmaktayız." (Duhan: 44/3) Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennem azabından kurtuluş olan bu ay'ı Allah'ım hakkıyla ihya etmeyi cümlemize nasip etsin. Gazze, doğu Türkistan, Suriye, Irak, Myanmar vs. beldelerde zulüm gören mazlum, müstaz'af bütün ümmeti korusun Rabb'im. Allah'ım, Hilâfet devleti çatısı altında birliğimizi bütünlüğümüzü nasip etsin.
Reklam
Benim için hersey ya siyahtır ya beyaz ortası yoktur fakat senin için ortayolu bulabilirim dedi kadın, erkeğin gözlerinin içine bakarak. Erkek kararlı duruş ve bakışıyla gözlerinin içine baktı kadının ve kendinden emin bir ses tonuyla, tebessümle cevapladı; Şuan belki siyah olabiliriz fakat beyaz tektir ve benim orta yolum hep beyaza doğrudur, bu yolculuğumda bana eşlik etmek ve ortak beyazımızı bulmak istersen, bir gün belki beyazı tamamen bulamayız fakat bu uğurda mücadele etmek bile bize fazlasıyla yetecektir.
Sesinde ne var biliyor musun? Bir bahçenin ortası var. Mavi ipek kış çiçeği. Sigara içmek için. Üst kata çıkıyorsun. Sesinde ne var biliyor musun? Uykusuz Türkçe var.
♤Günlerden bir gün bedenim yorgun, zihnim daha da yorgun. Hava dersen bir bulutlu, bir ayaz karıştı ha, yazlar - kışlar karıştı. Ortası yoktur ya çokta ya azdayız. Ya koyu siyahta yada beyazdayız. Mevsimler dört değil ikidir canlarım, Kimimiz kıştayız, kimimiz yazdayız. Yoklayın muhataplarınızı, önce kendinizi Mutlumusunuz? Mutluysanız size bir diyeceğim yok. Anlamazsınız çünkü... ♧Abdurrahim karakoç
840 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.