Herkese merhaba, uzun süredir kitap incelemesi yapmıyorum ancak bu kitap için yazmak istedim. Ruhumu, aklımı bulanıklaştırdığı için bu kitabı okumamayı tercih ederdim. Çok bilindik, popüler bir kitap olmasına rağmen sevemedim. Sevmedim çünkü,
1) Epigenetik nedir vs. tarzı bilimsel tanımdan ziyade anlatılan olaylarda araştırmaların detayına
Gözler önünde ardını görmene engel olan sisler gibi bu ara günlerim. Önünü, ardını göremiyorum günlerin, hatta saatler dakikaların.. Güzel görmek için ne yapabilirim ? İnsanı kendine iten aynı zamanda da kendinden alan şeye nedir; bir şekilde insan kendini bulabilmesi için neden önce kendini yitirmesi gerekir? Anlam veremiyorum.. Hayat
Geceleri tek tük yanarken ışıklar, kimi evine çekilmiştir, kimi evinin yolunu arar. Kiminin ise ne bir evi, ne de onu evinde karşılayanı olmaz. Birbirine komşu yerlerde birbirine yabancıdır insanlar. Kah bir markette karşılaşılır, kah hiç gözgöze gelinmek istenilmeyen bir sokağın köşesinde. Safi adet yerini bulsun diye geçiştirilen selamlar,
Sözcüklerin resmen dans ettiği bir kitap AHRAZ... İlk cümlesinden son cümlesine kadar ağızda apayrı bir tat bırakan eşsiz bir kitaptı benim için. Aynı cümleleri üst üste bir kaç kez okusanız bile sıkmıyor insanı. Her okumada başka anlamlar yükleniyor sanki kelimeler. O kadarına masalsı ve bir o kadarda destansı bir dile sahip. Kitap benim için
Toplum içinde yaşanan birçok zorbalığa değiniyor kitap. Zaman zaman zorba zaman zaman mağdur olduğumuz hatırlatılıyor. Ancak çoğu zamanda zorba olduğumuz hatırlatılmaktan çekinilmiyor.
Hatırlatmak diyorum çünkü kimse bunu kabullenmek istemez. Kitabın giriş cümlesi olan: " Şeytan yükümüzü sırtlanan günah keçisi değilse nedir?" söylemi de bunu çok güzel özetliyor bence.
Neticede ahrazlaşan insanların günah keçisi: ahraz bir oğlanın hayatını okuduğum devrik cümlelerle anlatım süslenmiş akıcı bir kitaptı.
AhrazDeniz Gezgin · Can Yayınları · 20194,836 okunma