Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Ve yine seriye tersten başladım Günahkar serinin üçüncü kitabı fakat her kitaptaki olaylar ve kurgu farklı ve birbiri ile bağlantısı olmadığı için bu durum beni zorlamadı.
Yazarın okuduğum ilk kitabı ve çok beğendim. Kesinlikle okumaya devam edeceğim.
Adli Tıp Doktoru Maura Isles, manastırda işlenen cinayet için çağrılır. Genç bir rahibe öldürülmüş, yaşlı bir rahibe ise ağır yaralı olarak kurtulmuştur.
Olay ile ilgilenen dedektif ise Rizzoli'dir. İşlenen cinayet çözmeye çalışılırken iki cinayet daha işlenir ve bu cinayetler birbirinden bağımsız gibi görünmektedir.
Peki öylemiydi?
Doktor Isles ve dedektif Rizzoli ile birlikte korkunç cinayetlerin sebeplerini araştırırken her ikisinin de aşk hayatlarını da okuyoruz kitapta ve hem kendileri hem de sevdikleri ile yüzleşmelerine tanık oluyoruz.
Benden bu kadar. Sağlıcakla ve kitapla kalın.
Doktor Isles ve dedektif Rizzoli'nin muhteşem macerasını da okumalısınız diyorum.
DOĞRUYU SÖYLER MİYDİNİZ?
Rizzoli&Isles serisinin 3. Kitabı.
Tess Gerritsen ne yazsa okurum galiba. Her kitabına bayılıyorum. Okuduğum her kitabı inanılmaz akıcı, sonu ters köşeli.. Kitap içinde okuduğumuz konular, her kitapta yapılan otopsilerde çıkan şok edici detaylar.. Her şeyiyle tam benlik ya. Bir sürü yeni kitap aldım kendime ama serinin 4. kitabını alıp, hemen okumamak için zor duruyorum şu an..
KONU: Graystones Manastırı’nda genç rahibe Camille öldürülmüş, rahibe Ursula ise ağır yaralanmıştır. İki rahibe de öldüresiye dövülmüştür. Katil kimdir ve nasıl içeri girmiştir bilinmez.
Maura, Camille’ye yaptığı otopside sürpriz bir durumla karşılaşır ve soruşturmanın gidişatı değişir.
Bu sırada bir cinayet daha işlenir ve katil, kadının kimliğinin ortaya çıkmaması için uğraşmıştır.
İlk iki kitap Cerrah ve Çırak birbiriyle bağlantılıyken, bu kitabın diğerlerinden bağımsız bir konusu vardı. Konu güzeldi, kitap çok akıcıydı. Özellikle kitabın son 100 sayfası çok heyecanlıydı. Her bölümün sonunda yeni bir şey ortaya çıktı. Sadece ilk iki kitaba göre bu kitap daha duygusaldı. Cinayetlere daha az yer verilip, Maura ve Jane’nin hayatından kesitleri daha çok okuyup, Ölüler Kraliçesi’ni yakından tanımış olduk.
Ilk defa bir polisiye gerilim romanı okudum .Acikca söylemek gerekirse çok etkilendim:)burda böyle güldüğüme bakmayın tek solukta okudum ama o soluğu kaçta verip kaçta aldığımı bir ben bilirim :)çok korktummmm:)ve ilk defa ışık açık uyudum tamam tamam ilk defa olmayabilir:))her neyse ciddi olacak olursam bu kitapta yazılan herşeyi bütün kurguyu çok beğendim ama birşey vardı ki canımı çok acıttı..Rahibe Camillie ve göletin dininden çıkarılan pembe battaniyeli bebeği..içerikten bundan fazlasını vermeyeceğim zaten merak etmeyin ve bana kizmayin ..polisiye okuya okuya adeta bir Sherlock Holmes olmuş bir ablaya sahibim ve cook talihsizim ki kitabı okumuş yani seriyi tamamlamış ve ağız tadıyla okumama arada engel de olsa nihayet bitirmeyi başardım ve size de tavsiye ederim ..herkese iyi okumalar (ha unutmadan böyle korktuğuna bakmayın en sevdiğim film türü korkudur ve genelde sinemada karanlıkta veya yalnız izlerim)
240 syf.
3/10 puan verdi
Kitaptan sağlanan gelirin Lösev e bağışlanacağını duyduğum için bu kitabı aldım ve okudum.
Tek beğendiğim yönü bu diyebilirim.
Onun haricinde okunmasa da olur.
Rizzoli&İsles serisinin 2. kitabı Günahkar olarak karşımıza çıkıyor. Romanın başında yıllar önce Hindistan'da yaşanan facia ile ilgili küçük bir kesit veriliyor. Daha sonra olaylar Boston'da devam ediyor ve derinleşiyor. Boston'da bir manastırda iki rahibenin ölü bulunması şehirde yankı uyandırıyor. Maura cesetleri incelerken rahibelerden birinin kısa süre önce doğum yaptığını tespit ediyor.Bu durum manastırda zaman zaman ders vermeye gelen peder Daniel Brophy'i şüpheli durumun getiriyor.Kahramanımız Rizzoli bu romanda hamile olduğunu öğreniyor. Maura'nın hayatına ise geçmişinden birisi, eski Eşi Victor dahil oluyor. Victor One Earth adlı bir kuruluşta insanlara yardım odaklı çalışıyordur. Dünyanın her yerine yardım ulaştıran bu kuruluş aslında masum değildir. Oktagon kimya adlı bir şirket Hindistan'ın bir köyünde cüzzamlıları denek olarak kullanmış, başarısız deney sonucu meydana gelen faciada çok sayıda insan katledilmiştir. One Earth ise yüklü bir bağış karşılığında olayın üstünü kapatmıştır. Faciadan kurtulan tek kişi Rahibe Ursula klisede ölü bulunmuştur. Romanın son bölümünde olaylar hızlı gelişir. Katiillerin hedefinin Ursula olduğu Rahibe camille'nin olay gecesi Ursula ile beraber olması nedeniyle öldüğü ortaya çıkar. Rahibe Camille babası tarafından tecavüze uğradıktan sonra kliseye sığınmıştır. Maura ise Victorun gerçek yüzünü görmüş onu tekrar hayaına dahil etmemiş, peder Bropyh' e karşı da ilgi duymaya başlamıştır. Roman Rizzzoli'nin Ajan Dean ile dünya evine girmesi ile sona eriyor :)
Graystones Manastırı'nın dış dünyaya kapalı duvarları arasında bir felaket yaşanır. Genç rahibe Camille öldürülmüş, rahibe Ursula ise ağır yaralanmıştır. Manastırda yaşayan iki rahibenin neden öldüresiye dövüldüğü anlaşılamadığı gibi, katilin içeriye nasıl girdiği de bilinmez.
Seri Cerrah ve Çırak ile başlıyor, Günahkar da serinin 3.kitabı ama ilk iki kitapla birbiri bağlı olduğu halde bu kitap ilk ikisinden bağımsız farklı konusu var.
Yazarımız Doktor olunca kitapta öyle güzel detaylar vermiş ki yok artık diyesim geldi. Dizisi Rizoli&Isles diziyi daha önce duymuştum ama hiç izlemimiştim tüm kitaplarını okuyunca diziyi izlemeyi düşünüyorum.
Neden daha önce bu yazarı okumadığım için pişmanım ama anlaşılan bu sene Tess Gerritsen yılı gözü kapalı alırım kitaplarını bu zekaya hayran olmamak elde değil. İyi ki okumuşum.
️ Rizzoli&Isles serisine 3. kitap olan #günahkar ile devam ettik. İlk iki kitaptan sonra bu kitap bana biraz daha basit geldi. Rahibe Camille’in de rahibe Ursula’nın da olaylarını çözmekte zorlanmadım. Belki de benzer işler okuya okuya geliştim Bu kitapta daha çok Isles baskındı. Onun hayatı ve geçmişine odaklandık. Bundan yana bir sıkıntım yok zira karakterleri tanımayı severim. Kaldı ki bu karakter adli tıp uzmanı. Yani beni daha çok çekiyor. Öte yandan hiç beklemediğim bir son ile Rizzoli beni şaşırttı. İlerleyen hikayelerde hayatı nasıl şekillenecek merak ediyorum.
.
️ Dünyaya kendini tamamen kapatmış bir manastırda genç rahibe Camille aldığı büyük darbelerle öldürülmüş, rahibe Ursula ise çok ağır yaralanmıştır. Ancak içeri hiç kimsenin giremediği bu manastıra kim nasıl girmiş, daha da önemlisi bu rahibelerden ne istemiştir?
.
.
Spoiler İçerebilir..
Doktor Maura Isles, Ölüm Kraliçesi. Onun Samuel Knight diye birisinin cesedini incelemesiyle başlayan bir hikaye. Burada Tess Gerritsen o kadar detaya giriyor ki hani önceden kendi yaptığı şeyi sanki bir başkasının ağzından okuyucu ile paylaşıyor gibi bir his oluşuyor. Otopsi sırasında da gelen bir telefon ve benim hatun (!)
GÜNAHKAR / TESS GERRITSEN
Kendilerini dış dünyaya kapatmış, huzuru içlerinde arayan rahibelerin bulunduğu manastırda onların dokunulmazlığını ihlal eden ve huzurlarıyla beraber canlarınıda alan bir felaket yaşanıyor.Genç rahibe Camille vahşide öldürülmüştür.Rahibe Ursula ise ölümün kıyısında gezinecek derecede şiddete maruz kalmıştır.İçeri girişin ve çıkışın zor olduğu bir manastıra katilin nasıl girdiği ise büyük bir muammadır.Öte yandan Rahibe Camille’ in otopsisini yapan Dr. Isles ise oldukça şaşırtıcı bilgilere ulaşarak cinayete sebebiyet oluşturan nedenleri aramaya koyuluyor.Bu vakayı derinlemesine incelen ekibe ulaşan yeni bir cinayet ise işleri iyice karıştırıyor ve iki olayı birbirine bağlayacak güçlü ipuçları elde ediliyor.
••••
Yine bir Tess Gerritsen eseri Hiç sıkılmadan okunacak bir seri olduğunun garantisini vermeye gerek bile duymuyorum.Akıcı ve sürekleyici bir anlatıma sahip olması dışında kurgusuda oldukça sağlam.Karakterleri ise hayranlık uyandırıcı özellikle Dr. Maura Isles kesinlikle favori karakterim.Güçlü duruşu, zayıflıklarını bilen ve mantığıyla hareket eden şahane bir kadın.Tabi Dedektif Jane Rizzolide ondan aşağı değil.Bu kitapta daha çok Isles’ın anlatımına yer verilse de iki karakterinde iş ve özel hayatlarına dair büyük ipuçları veriliyor.Ve cinayet vakalarını çözümlemeye çalışırken kendi hayatlarını da aynı ölçüde çözümlemelerine tanık oluyoruz.Oldukça büyük ve önemli kararları veriliyor.
"Ölüm ayrım gözetmiyordu; ister aziz olun ister günahkâr, sonunda herkes eşitti."
Cinayete kurban giden 21 yaşında bir rahibe, ölümle cebelleşen bir başka rahibe, göğsünden vurulan aynı zamanda elleri ve ayakları kesilen, yüz derisi sıyrılan bir kadın cesedi, işkence görerek öldürüldüğü tepsit edilen bir de erkek cesedi...
Çırak'tan sonra, Rizzoli & Isles maceralarının devamı olduğunu öğrendiğimde mutlu olmuştum ve araya fazla zaman sokmadan 3. kitabımızı an itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Çırak ile kıyaslarsam kesinlikle konu daha ilginç, daha sürükleyiciydi. Baştan sona kadar heyecanı ve merakı korudu. Maura diğer kitapta daha arka planda, Jane ise daha ön plandaydı. Burada ise tam tersini gördük ve dengeli olarak ikisinin de iç dünyasını ziyaret etmek hoşuma gitti.
Gabriel Dean nedense hayalimde Mindhunter'daki FBI ajanı Holden Ford (Jonathan Groff) olarak canlanıyor. Zihnimde başka FBI ajanı eşleşmesi yapamadığımdan olsa gerek. :D Kitaptaki Gabriel Dean ve dik kafalı dedektifimiz Rizzoli'nin kısımları çok tatlı, iç ısıtan türdendi.
Başka maceralar ve cinayetler silsilesi ile görüşmek dileğiyle. Ben bir sonraki kitaba geçiyorum bile.
Keyifli okumalar dilerim.
Rizzoli-Isless serisinin 3.kitabı. Cerrah ve Çırak kadar olmasa da Tess Gerritsen'in sürükleyici romanlarından biri. Kısaca kitabın konusu ise Adli Tıp Uzmanı Maura Isles, manastırda işlenen cinayet için çağrılır. Genç bir rahibe öldürülmüş, yaşlı bir rahibe ise ağır yaralı olarak kurtulmuştır. Tabii ki olayın dedektifi Rizzoli'dir. Gerilim-polisiye sevenlere tavsiye ediyorum. Kesinlikle tavsiye ederim. Keyifli okumalar.
... Tess Gerritsen, zihninin karanlık kuytularında gezinen tüyler ürpertici ve kafa karıştıran cinayet kurgularını, bu eserinde ustaca kaleme almış. Dünya döndükçe son bulmayacak olan iyi ve kötü arasındaki savaşı, ustaca şekillendirdiği karakterleriyle sahneye koyan Gerritsen korkuyu, son derece başarılı bir gerilim romanı olan Günahkar ile okuyucuların kalbine salıyor... Okumak beş günümü aldı, Rahibe Ursula, Rahibe Camille ve adını asla öğrenemediğim yüzü olamayan kadın :(
Manastırın kana bulanmış avlusunda biri ölü, diğeri ölümle pençeleşen iki Rahibe...
Maura Isles ve dedektif Jane Rizzoli birbirine bağlı olduğu anlaşılan bu cinayetleri araştırıp beklenmedik bir katilin peşine düşer. Maura otopsi sırasında Camille nin öldürülmeden önce doğum yaptığını anlar, ve buna benzer bir ölüm haberi daha gelir... Bu korkunç cinayetler kökleri çok eskiye dayanan sırların ortaya çıkmasına, bilinmeyen gerçeklerin de aydinlanmasina sebebiyet verir...
Ve bir anda gerçekler Maura nin etrafında dönmeye başlar, buda olaya farklı bir bakış açısı getirerek sorgulatiyor, ama sonuna doğru olaylar açığa çıktıkça resmen şok etkisi yaratıyor...