Daniel Defoe'nun 1664 yılında Londra'da, ülkeyi etkisi altına alan veba salgınını mükemmel analizlerle, gözlemlerle anlattığı eseri.
Covid-19'un etkisi altına aldığı dünyada şu günlerde okunabilecek en güzel kitaplardan bence. Salgının insanlar üzerindeki psikolojik yansımaları, ekonomik, sosyal ve siyasal yansımaları o kadar güzel aktarılmış ki... Günümüz dünyası ve virüsünü, Veba salgını ile kıyaslamak okuyucuya keyif verecektir. Tabiki edebi anlamda... Yoksa gerçekten okurken insanı geren bir yapıya sahip. Neticede buram buram acı ve ölüm içeren bir kitap olmuş. Çünkü konu, çok geniş kitleleri etkisi altına alan bir salgın.
İnsanların birden bire ölmesi, vebanın insan vücudu üzerindeki çökertici etkisi, yayılım yapısı kitapta yazarın gözlemleri aracılığıyla başarılı şekilde aktarılmış. Özellikle kitapta vebanın insanlarda yarattığı travma ne de etkileyici. Bir çemberin ortasında kalmak ve çemberin günden güne daralması. İnsanların vebaya yakalanması, fişlenmeleri anlamına gelmekte. Bu bile başlı başına bir trajedi. Domino etkisi,insanlara sıradan bir şekilde veba bulaşması ve vebayı ailelerine bulaştırması, ard arda gelen ölümler...
Bugün, bu pandemi döneminde bu kitabı okumak o günleri özümsemek anlamında oldukça ideal bir seçim olacaktır. Veba ile Covid-19 karşılaştırması yapınca salgın denilen cehennem ortamının ne denli benzer olduğunu net şekilde göreceğiz.
Daniel Defoe'nun gözlemcilik, dili kullanma becerisi de üst düzey olunca ortaya okunması elzem, kaliteli bir eser cıkmış.