“Bunu açıklamak zor,“ diye cevap verdim.“ Her şeyden önce yeniden vurgulamam gerekir ki ben size gülmüyorum. Bu söz konusu bile olamaz. Şu kısa tanışıklığımız süresince size karşı hissettiğim saygı, gülmek için bir sebebim olsa bile bunu engellerdi. Fakat gülüşümün sebebi çok aşikar. Sizin görünüşünüz, minik burnunuz, hareketleriniz, bütün o hayat hikayeniz o kadar ahenkli ki üzerimde neredeyse estetik bir etki uyandırıyor. Sizin o sevimli mizacınız, gerçekçi düşünceleriniz ve hayatınızı düzenlerkenki tarzınız da öyle. Burada hiçbir hata, hiçbir çelişki, hiçbir uyumsuzluk yok. Yukarı baktığımızda hapşırdığımız bulutsuz, güneşli gökyüzü gibi, o kadar mükemmel, o kadar hatasız ki. Sizi ne zaman görsem, hayat hikayenizi geliyor aklıma de içimi gülme isteği kaplıyor.”