Aydınların Karanlığı
Aydın olduğunu sanıp hayatı aşşağılayanlara(nihilist veya uyumsuz( 
Sisifos Söyleni)) bir tokat da benden diyen Sabahattin Ali romanı.
Aydın olmak, zeki olmak, akıllı olmak yaşamakla olur, hayata yüz çevirmek yaşamayı bilmemektir.
Ve bu roman, "aydınlar ne işe yarar, günümüz aydınları ne işe yarar?" sorusunu bir kez daha sormama sebep oldu
Unutmadan, bu romanı okumadan, okuma yolculuğunuza devam etmeyin. Mümkünse ilk okuduklarınızdan olsun.
Sürükleyici, merakta bıraktıran ve anlatımıyla sıkmayan akıcılıkta bir eser. Yazar Süleyman Peygamber döneminden bugüne cin ve ins muhabbeti, alakaları ve insanın yaratılış serüvenini tarihle kaynaştırarak güzel bir şekilde anlatmış.
Eserde geçen konu gerçek hayatı da ilgilenirmekle birlikte güzel bir roman havası da katıyor. Kitapta günümüz bazı topluluklarından onların gerçekleştirmek istediği emellerinden ve bu yolda yaptıklarından bahsederken bir yandan da iblisin amacından bahsediyor. Tabi bunların yanında insanlardan, insanın içine düştüğü hatalardan da bahsederek tarafsız bir anlatım sunuyor bizlere.
Kitabın tek eksik noktası belki de bazı anlatımların yer yer kitabın farklı noktalarında tekrar etmesi ve yazarın bundan dolayı tekrara düşmesidir. Yazar belki bunu hatırlatma veya bir bölümde anlatacağı şeyi diğer konuyla bağlantılı şekilde anlatma amacıyla yapmış olabilir.
Şaşırtıcı yönüyse kitabın son sayfasına gelince "nasıl yani bitti mi?" sorusunu soruyoruz. Belki de bu kitabın devamı olmalıydı veya yazar bunun bu şekilde bitmesini kitapta yer alan " son sözü sonsuz ilmiyle yine yüce yaratıcı söyleyecekti." cümlesiyle açıklamış olabilir. Bana göre ise kitabın bu şekilde bitmesi zaten henüz içinde yaşadığımız sürecin de devam etmesinden dolayıdır. Kitabın nasıl sonlanacağını bize içinde bulunduğumuz zaman gösterecek. :)
Tavsiye edilir. Geceniz iyi olsun :)
İns-ü Cin Krallığı
