ANTİK ROMA BETONLARININ SIRRI
Bilim insanları uzun bir süredir Antik Romalıların binlerce yıldır ayakta kalmayı başaran ve bazıları günümüzde hala işlevsel olan beton yapılarının sırrını anlamaya çalışıyordu. Science Advances dergisinde yayımlanan bir makalede bu dayanıklılığın arkasında yatan sırrın, dönemin tüm yapılarında rastlanan milimetrik boyutlardaki beyaz kireç kırıntıları olduğu ortaya koyuldu. Günümüze kadarki görüş, yapıların dayanıklılığının nedeninin betonlarda kullanılan ve Napoli Körfezi'nden gelen volkanik küller olduğunu öngörüyor ve bu ufak beyaz parçacıkların özensiz karıştırma uygulamalarının ve düşük kaliteli ham madde kullanımının bir yan etkisi olduğunu savunuyordu. Fakat yeni incelemeler, yüksek sıcaklıklar altında özel bileşiklerin ortaya çıkarılmasıyla hızlı bir şekilde elde edilebilen bu kalsiyum karbonat yapıların, su ile etkileşime girdiğinde kendi kendini onarabildiğini ve böylece yapı içerisinde oluşan çatlakları iki haftalık çok kısa süreler içerisinde tekrar doldurarak yapılara dayanıklılık kattığını net bir şekilde gösteriyor. Uzmanlar, bu uzun süreli kullanım tekniklerinin yaygınlaşmasının, beton üretiminin yarattığı çevresel etkiyi ciddi oranda düşürebileceğini düşünüyor.
Sayfa 12Kitabı okudu
Büyük Patlama Esnasında Neden Eşit Miktarda Madde ve AntiMadde Oluşmadı?
Bilim dünyasında evrenle alakalı en büyük gizemlerden biri olan bu konu, hâlâ tatmin edici bir yanıt bulabilmiş değil. Güncel teorilere göre Büyük Patlama esnasında parçacık ve antiparçacık çiftleri oluştu. Bu parçacıkların kütleleri, erken evrendeki yoğun radyasyondan geliyordu. Evren soğudukça, garip bir durum meydana geldi ve tekrar birleserek enerjiye dönüşmesi gereken bu parçacık çiftleri, dönüşümlerini milyarda birlik bir hata payiyla gerçekleştirdi. Üstelik hata payı neticesinde geride kalan parçacık, her zaman maddeye aitti. Günümüzde gördüğümüz maddenin varolabilmesinin sebebi, bu milyarda birlik anomaliden geçiyor
Sayfa 96Kitabı okudu
Günümüzde halk arasında olup bitenleri, sadece din taassubu olarak tanımlamak bizi doğru önlemler almaktan alıkoyar. Bu sosyal olgunun niteliğini sosyolojinin ışığı altında anlamak zorundayız. Dini siyasî maksatla kullanmak isteyen politikacı, bu yolda çok daha beceriklidir; halkın sosyal psikolojisini çok daha iyi anlamaktadır.
Sayfa 94Kitabı okudu
