1395.Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallâhu anhümâ şöyle dedi:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellemi şöyle buyururken işittim:
"Allah Teâlâ ilmi insanların hâfızalarından silip unutturmak suretiyle değil, fakat âlimleri öldürüp ortadan kaldırmak suretiyle alır. Neticede ortada hiçbir âlim bırakmaz. İnsanlar bir kısım cahilleri kendilerine
Doğrusu günümüzde aşk adı altında yaşanılan ilişkilere saygı duyamıyorum ben. Varsa bir gerçek aşk var, insanı yaşamından alıp götüren, onu da anlatmak beni aşar diyorum.
1. Suppiluliuma' nin Suriye ye Egemen olabilme adına mitanni krallığını çökertmeye yönelik bu politikası uluslararası politikanın günümüzde çok iyi bilinen bir yöntemiydi. Diviede et İpmera = Böl ve yönet
Osmanlı İmparatorluğu'nun ve başka geleneksel imparatorlukların, değişime ve gelişmeye, yeni ekonomi sistemlerin ortaya çıkışına direnmesinde, durgun(stagnant) bir sosyo-ekonomik yapıya bağlı olmasında, mîrî arazi rejimi ve çift-hane sistemi başlıca sorumlu görülmektedir. Fakat unutmayalım ki, bu sistem Türkiye'de günümüzde küçük aile işletmelerine dayanan sosyal yapının da tarihi temelidir.
Ortaçağ'daki serfler (toprağa bağlı köleler) de nazara alınırsa, Avrupa'da kölelik öteden beri çok yaygındı. Köleler, hemen hiçbir insanî hakka malik olmadıkları gibi, en ağır işlerde ölesiye çalıştırılırlardı. Fransız ihtilälinden sonra Batı Avrupa'da beyaz köle adedi çok azalmıştı. Ancak Doğu Avrupa'da bilhassa Rusya'da
Yıllarca tarımın 'stratejik' sektör olduğu hep vurgulandı. Tarım, her ülke için stratejik sektör olarak kabul edilir. Politikalar ve sağlanan destekler de bu stratejik önem dikkate alınarak uygulanır. Günümüzde ülkeler arasındaki ticaret savaşı ve yaptırımlar ağırlıklı olarak tarım ve gıda üzerinden yaşanıyor. Ülkeler birbirlerini gıda ambargosu, tarım ürünleri ambargosu ile tehdit ediyor.
Ali Ekber Yıldırım - Zengin Toprakların, Fakir İnsanları Olmayı Hak Etmiyoruz!
“Uluslararası göç güzergahları açısından transit ülke konumunda olan Türkiye, 2011 yılında başlayan Suriyeli mülteci göçünün ardından günümüzde dünyada en çok mülteci bulunduran ülke durumuna geldi.”
Devrimler bazen bir milletin bilgeliğini, bazen de kendine ihanet ettiğini gösterir. Bu bağlamda, Japonya ve Türkiye örneği çağdaş tarihin klasik örneklerinden biridir.
Geçen yüzyılın sonu ile bu yüzyılın başlarında bu iki ülke, birbirine benzer, mukayese edilebilir ülkeler gibi görünüyorlardı. İkisi de tarihte önemli bir yere sahip, kendilerine
Atatürk, Batılılaşmanın tek yol olduğundan bahisle bütün bir toplumu devlet zoruyla değiştirmeye çalışmıştır.
Günümüzde Kemalizm'i savunan bireyler açısından Batı'nın ortaya koyduğu değerler, Türkiye'nin ve Doğu geleneğinin içinden gelen değerlere karşı bir hâyli öndedir.
Necip Fazıl'ın "İslamiyet Batı'dan gelse hepiniz Müslüman olurdunuz." cümlesi mübalağa yoluyla bu gerçeğe dikkat çekmiştir.
Kemalizm, bulunduğu ülkenin bütün sosyal ve tarihi birikimini Batılı olma yolunda feda ederek ülkenin yüzlerce yıllık kimliğinin yok olmasına yol açmıştır.
Atatürk'e Din Şemsiyesi Giydirerek Aldatmak Yolda
İlim ve din karıştırılır. İlim, bilim demek değildir. Bilimi dünyada isteyen her insan öğrenebilir. İlim bilim demek değilse nedir?
Mustafa Kemal Atatürk; ' hayatta en hakiki mürşit ilimdir diyerek ne demek istemiştir?
Atatürk'ün bilim kelimesini bilmediğini kimse iddia edemez.
Din ilk icat edildiğinde iki amacı vardı:
1) İnsanın çevresindeki doğaya ve doğa olaylarına açıklama getirmek.
2) İnsan toplumuna düzen vermek.
Bunlardan birincisini bilim üstlenmiş ve dinin bu konudaki ifadelerini yanlışlayarak gereksiz kılmıştır. İkinci amacı ise hukuk üstlenmiştir. Hukuk ise gözleme değil, bazı temel kabullere dayanan bir sistemdir. Bu kabuller ise toplumsal anlaşma ile tespit edilir. Dolayısıyla din günümüzde temel amaçlarını yitirmiştir. Bunun anlaşılamamış olmasının tek sebebi bilgisizlik ve dinin insanlık tarihi kadar uzun olan geleneğidir.
- Prof. Dr. Celal Şengör