Demek isteriz ki paf ve puf halkın çektiklerinin topudur.Halk,24 saat paf ve puf atıştırır.Ama kimse onun pafına,pufuna kulak kabartmaz.Burada bir nokta daha var:Zorbaların halka uyguladığı sıkıdüzen de paf ile pufun ta kendisidir.Bir başka deyişle,halkın aldığı da verdiği de paf ve puftur.
Demek oluyor ki, başarıya ulaşmanın, ilerlemenin, kalkınmanın ilk adımı düşünmektir. Külahını önüne koyacak, başını iki elinin arasına alacak ve düşüneceksin.
Uzun lafa gerek yok, okumayı seven kişi, bir kitabı bitirdi mi, bir başkasının üzerine atılmadan duramaz. Kimileri de birini bitirmeden ötekine başlar ya da birini okurken, ona ara vererek bir başkasını mideye indirir.
Efendimiz (S.A.V.) buyurdu.”Benim Allah’la öyle bir zamanım olur ki oraya ne yakın bir melek, ne de bir nebi mürsel girebilir"
Hadiste geçen nebi, mürsel Efendimiz'in beşer tarafıdır. Yakın melek ise, yine Efendimiz'in ceberrut nurundan yaratılan ruhani tarafıdır.
Oraya bir melek için giriş izni yoktur.
Lâhut âleminin nuru da oraya giremez.
O âlem hakkında Efendimiz (S.A.V.):
"Allahu Teala'nın bir cenneti vardır. Orada köşkler yoktur. Bal lafı edilmez. Süt bulunmaz. Orada sadece ilahi cemale bakılır." buyurdu.
Bir ayet:
“Bir takım yüzler o gün Rabbinin cemaline bakıp parlayacaktır." (Kıyame 22)