Sen beni öyle bir zor durumda bıraktın ki, seni yarı yolda bırakanlara, sırtından bicaklayanlara bile bunu yapmamıştın. Senin gözünde değerli olmak için, ne yapmam lazımdı? Ya da beni görmen, anlaman için? Bir kere olsun merak ettin mi ne durumdayim, neye ihtiyacım var? Beni ne halde bıraktın farkında mısın? Yaşanan bazı olaylardan (!) Dolayı
304 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Üstün Dökmen'i yıllar önce TRT 'de yayınlanan Küçük Şeyler isimli programda hatırlyorum. Tiyatro oyuncuları eşliğinde , o günlerde belki de hepimizin ihtiyacı olan psikolojimizi bizi biz yapan enstantaneleri anlatır ve dramatize ederdi. okuduğum kitapta göndermeler yapıyor tatlı espriler ile. :) Roman kurgusu için ise kolaya kaçtığını söyleyeceğim. Tabuları olan bir köye bir şehirli gelir,kitapta köyün öğretmeni olan karakter, köyün en güzel kızına ilk bakışta aşık olur,işler sarpa saracak :) daha dramatik öğeler mi desem veya daha az tekrarlayan konu içeriği mi? tam ne demeliyim bilemedim şu an fakat aforizmalar pek derin olmadı gibi diyebilirim. ne bileyim insan psikolog bir üstad yazar olunca kaleminden kağıda döküleni daha bir derin anlatım bekliyor daha bir tumturaklı daha bir çözülmez daha bir analitik mi desem benim yazardan beklediğim yani kurduğu cümleler olarak cümlelerde seçtiği kelimeler olarak. belki de konu enteresandı belki de dramaturji de iyiydi belki de bir romanda olması gereken bir romanı roman yapan her kurala uyulmuştu da işte şu olay yok mu beni üzen şu bir konu üzerinde çok fazla cümle kurup her bir cümle ile adeta sadece kitabın sayfa sayısını artırma çabasını bana yani okur olarak bana bu kadar çok yansıtmış olması evet anlıyorum kitapların özellikle de romanların roman havasına bürünüp roman diye oluşturulabilmesi için konunun bir bütün havasında pek çok öğe ile dallanıp budaklanıp sonunda da bir sonuca varılması gerek henüz kitabın sonunu okumadım fakat bazı ana temaları o kadar fazla tekrarayarak anlattı ki bunaldımmmm.....
Mektup
MektupÜstün Dökmen · Doğan Kitap · 2017331 okunma
Reklam
240 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Ali Lidar... Bir Zonguldak yolculuğu sırasında tanıştım. Çok umutsuz bir yolculuktu. O gün şey demiştim. Beş dakika görsem. Beş dakikacık. Bir saniyeye bile razıydım oysa.. Gün sonunda sahile iki sandalye atsak mı yine seninle ? Sen denize bakarsın ben benim denizime. Ah keşke tüm umutsuzluğumu gün sonunda bıraksam o serin sulara. Sahi çok mu zor
Tesirsiz Parçalar
Tesirsiz ParçalarAli Lidar · Ithaki Yayınları · 20165,1bin okunma
Yağmurlar Göz Yaşlarıyla Silsin
9-Yavuz Çetin–Dünya-  youtube.com/watch?v=H-3japr... Durgunum yine sensiz suskunum Ne olduğunu bilmeden gidişin, Kör ettiğin yüreğimin susuzluğu. Ayna da ki yüzümden utanıyorum, Veda etmeden, cekip gidişin... Ömrümü bahar ettiğim, güzümü bilmediğim yokluğun da kör ettiğim kışım, seni öyle özlemişim ki, bilmeden yapayalnız
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
1887, SELANİK O gün, Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey çok sevdiği karısına ilk kez sesini yükseltti. "Zübeyde, Zübeyde! Mahalle mektebine göndermeyelim Mustafa'yı. Verelim çağdaş bir okula, zihni açılsın, ilim fen öğrensin.' Okuma yazma bildiğinden mahallede "molla" diye de anılan ve benim de tanıdığım zaman annem kadar seveceğim
Reklam
226 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.