Seni bir yaz gününe benzetmek mi, ne gezer?
Çok daha güzelsin sen, çok daha cana yakın:
Taze tomurcukları sert rüzgârlar örseler,
Kısacıktır süresi yeryüzünde bir yazın:
Işıldar göğün gözü, yakacak kadar sıcak,
Ve sık sık kararı da yaldız düşer yüzünden;
Her güzel, güzellikten er geç yoksun kalacak
Kader ya da varlığın bozulması yüzünden;
Ama hiç solmayacak sendeki ölümsüz yaz,
Güzelliğin yitmez ki asla olmaz ki hurda;
Gölgesindesin diye ecel caka satamaz
Sen çağları aşarken bu ölmez satırlarda:
İnsanlar nefes alsın, gözler görsün elverir,
Yaşadıkça şiirim, sana da hayat verir.
alacakaranlıkla bezeli çıplak
kadınım bir kazadır benim
güzelliği kolayca üstün gelir meyline
dehanın -
tablo büsbütün utanır
bu müzik karşısında,ve yanaşamaz
şiir çünkü taş kesilmiştir korkudan.
bunlar muhteşem biçimde söz açarken ondan
Ben ise(yakalayıp kollarımda
resmi)miskin bir aceleyle götürüyorum
ağzıma,tadıyorum doğru mahcup
azgın
ritmini
kesin
tembelliğin. Yiyorum bedelini
düşlenebilir bir hareketin
gerçek sıcak kötücül
Çingene ruhum, dizginle artık atını
Bundan öte yol yok.
Akşam, rüzgar kanatlı bir kuş
Çökmede ağır ağır şimdi
Yolculukların suya düştüğü andır.
Eğilip bir bak yüzüme
Gözlerimde çizili eski atlaslara bak
Yalnızca güzelliği keşfetmek için yaşarız, başka herşey bir bekleyişten ibarettir.
Halil Cibran
Asıl felsefe, dünyayı görmeyi yeniden öğrenmektir diyor Algının Fenomenolojisi adlı eserinde Maurice Merleau-Ponty. Göz, gören ve görülen olarak dış dünyaya açılan bir kapı özelliğini taşır. Fotoğraf, tabiatı ve insanı olduğu gibi kadraja taşırken
KIZIL ÇENGİ / OSMAN BALCIGİL
Nihayet çıkar çıkmaz Osman Balcıgil'in son kitabı KIZIL ÇENGİ'yi aldım, okudum ve biraz geç olsa da yorumu yazdım. Geçen ayda "İstanbullu Hikayeleri" okumuştum, bu dönem Balcıgil kitapları ile oldukça keyifli bir okuma oldu.
Arka kapaktan; "Cahide Sonku’nun inanılması zor yükseliş ve