120 syf.
·
Puan vermedi
İlhan Engin'in Göç Yolları Tıkadı adlı romanının konusu Trakya'da bir kasabada geçer.Yaklaşan İkinci Dünya Savaşının burada yaşayan kasabalılar üzerindeki etkisi, üzerinde durur.Almanların ilerleyişi, savaştan kesitler zaman zaman okuyucuya gazete haberi gibi romanın içinde verilir.Kahvede toplananların başlıca korkusu savaşın hangi şekilde seyr ettiği ve kendilerini etkileyip etkilemeyeceğidir.Romanın ilerleyen sayfalarında askeri birliklerin hudut sınırına doğru hareketlenmesi ve kasabadan birkaç gencin askere alınması endişeleri iyice doruğa çıkarır.Ailelerini yaklaşan savaşın etkisinden kurtarmak isteyenler başka yerlere gönderir.Böylece Edirne'den başlayarak tüm Trakya bölgesinde savaş çıkma endişesiyle İstanbul ve Anadolu istikametine doğru bir hareketlilik başlar.Yazar savaşın kasabada yaşayan insanlar üzerinde bıraktığı korku ve endişeyi bu romanında çok güzel, akıcı bir dille anlatır.Savaşın getirdiği yoksulluk, açlık romanda ele alınan diğer temalar olarak dikkatl
Göç Yolları Tıkadı
Göç Yolları Tıkadıİlhan Engin · Çağlayan Yayınevi · 19559 okunma
Sevgilim, yetimim benim, aylar nasıl geçiyor zaman hiç geçmezken kapılar kapalı, dünya buzlu cam uyuşmuş gözlerimin önünde hayat akıp gidiyor hiç kımıldamadan
Reklam
154 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son derece güzel bir Perry Mason romanı daha. Gazetede bir parkta şeffaf bir gecelikle gezen çıplak bir hayalet haberi çıkar ve Perry Mason, Olga Corbin'in isteği üzerine bu işi alır. Kız Eleanor Corbin'dir ve Douglas Hepner ile evlendiği iddia edilmektedir. Kız, hafızasını kaybettiğini iddia eder. Bu arada Douglas'ın cesedi aynı parkta bulunur ve cinayet mahallindeki silah Eleanor'a aittir. Ancak işin içinde bir kaçakçılık şebekesi vardır ve Mason, gene son dakikada Hamilton Burger'i mağlup edecektir. Bir solukta okunan çok güzel bir polisiye roman.
Çıplak Hayalet
Çıplak HayaletErle Stanley Gardner · Hayat Yayınları · 196311 okunma
Bir tıp laboratuvarının senin hakkında ne kadar çok bilgiye sahip olduğunu hiç düşündün mü? Kolunu açıp da, iğneyi damarına sokmalarına izin verdiğinde, kendinle ilgili ne kadar çok kişisel ayrıntı verdiğini hiç hesaplandın mı? Kanın senin en mahrem sırlarını içerir. Lösemiden mi, yoksa bir kadeh şarap mı? Kendini depresyonda hissettiğin için Prozac mı alıyorsun, yoksa aleti kaldıramadığın için Viagra mı? Bütün bu kadınların özünü elinde tutmuş. Kanlarını inceleyebiliyor, kokluyor, dokunuyordu. Üstelik, kadınların haberi bile olmadan. Vücutlarının bir bölümünün elinde mıncıklandığını ruhları bile duymadı.
ÜÇ SORU Yıldızlar uykudaydı. Ağaçlar , kuşlar, ırmaklar ve insanlar uykudaydı... Bir de uzaktan bakıldığında eski bir yapıyı andıran, saray olduğunu anlayabilmeniz için bahçesine kadar gidebilmeniz gereken o yerde gözleri uyku tutmayan bir adam vardı. Başı ellerinin arasında gözleri yaşlı bir adam. Beynini kemiren sorulara cevap bulmaya
Kino'nun incisi birdenbire herkesin düşü, hesabı, planı, yol haritası, geleceği, arzusu, ihtiyacı, ihtirası ve açlığı oluvermişti. Aradaki tek engel Kino'ydu. Tuhaf ama birdenbire herkes adamcağıza düşman kesilmişti. İncinin bulunduğu haberi kasabada kötü ve şeytani bir şeyleri, bir daha yok olmamacasına uyandırmıştı. Bu kara tortu bir akrep gibi, yiyecek kokularının orta yerinde duyulan açlık hissi gibi, ya da sevmeyişin, sevilmeyişin yarattığı yalnızlık gibiydi tıpkı...
Sayfa 31 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.