Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

kitap paragrafı

kitap paragrafı
@hadiguler
Yeni yerler görmekten, yeni kültürler ve yeni insanlar tanımaktan mutlu oluyor. Her fırsatta geziyor, her fırsatta okuyor. Gezdiği yerleri kişisel web sitesinde yazıyor. Fırsat buldukça edebi yazı çalışmaları yapıyor.
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
İnsan İnsaan...!
(İnceleme değil, duygu paylaşımıdır.) On beş yıl sonra ikinci defa okuduğum bir roman. Ve muhtemelen ömrüm yeterse üçüncü defa okuyacağım romanların arasındaki yerini çoktan aldı bile. İlk okumamda olmamıştı ama bu ikinci okumamda en son sayfada; boğazım düğümlendi, içim burkuldu ve göz yaşlarıma müdahale etmek için kendimi sıktığımı, kendimi kastığımı fark ettim... Ve böyle durumlarda imdadıma yetişen; Fazıl Say - Muhyiddin Abdal - Güvenç Dağüstün ve Cem Adrian dörtlüsüne kendimi teslim ettim. m.youtube.com/watch?v=53angzf...
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021165,1bin okunma
Reklam
120 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Bu roman, oldukça yalın bir dille yazılmış ve çok fazla betimleme kullanılmamış. Karekterler kafanızda gayet net oluşuyor, çok fazla mekan ve zaman da değişmiyor, adeta bir tiyatro sahnesini izler gibi okuyorsunuz. Konu da çok fazla girift değil. Romandaki olaylar, büyük bir arazinin içinde yer alan büyük bir şato da geçiyor. Bu köklü şatonun içinde yaşayan köklü bir ailenin zamanla çöküşü, bu süreçteki ruh halleri, ölümler ve ailenin dağılışı ile şatonun elden çıkışı, buna parelel olarakta romanın başından sonuna kadar da şatoya araştırna yapnaya gelen baş kahramanın bir sır perdesini aralamaya çalışmasına tanık oluyoruz. Oldukça kısa bir roman. Hatta zaman ve mekanın çok fazla değişmemesi, kısa zaman aralığını içeriyor olması nedeniyle hikaye de diyebiliriz. Bir oturuşta rahatça okunur.
Isabelle
IsabelleAndré Gide · Can Yayınları · 20201,051 okunma
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
İkinci defa okuduğum 2500 yıl önce kaleme alınmış bir eser. Birinci okumam üç yıl önce katıldığım bir yazarlık kursunda, daha çok edebiyatın eğitici bölümünde yer alan genç bir edebiyat öğretmeni olan ve aynı zamanda da tiyatro yönetmenliği konusunda yüksek lisans yapan bir hocanın ödev olarak vermesi üzerine okumuştum. İkinci okumam ise, bu
Antigone
AntigoneSophokles · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20224,737 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
80 syf.
4/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Bu kitap, şiire çok özel merakı olanların sadece bilgi kapsamında okuyacağı bir kitap. Aynı zamanda bir eğitimci olan Tevfik Fikret'in, arkadaşı Satı Bey'in 1914 yılında açtığı okuldaki ilköğretim öğrencilerinin eğitimi için yazılmış. Hasta yatağında yazdığı bu şiirler, toplam 32 şiirden oluşuyor. Söz konusu şirler, betimlemelerin olmadığı yalın bir dille yazılmış. Çocuklara okul sevgisinin aşılanması ve eğiticilik amacıyla yazılan bahse konu şiirlerde, çocukların düzeyine inilerek onların anlayabileceği bir uslüp kullanılmış. Şiirsel basit öyküler tarzında şiirlerden oluşan bu kitap, başlangıçta da belirttiğim gibi şiire özel merakı olanlar tarafından, sadece bilgi kapsamında okunabilir düşüncesindeyim.
Şermin
ŞerminTevfik Fikret · Bordo Siyah Yayınları · 20121,758 okunma
211 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sıcak, samimi ve bizden birileri...
Hikayenin sonunda iki defa ters köşe olduğum bir kitap. Ve son sayfayı kapattığımda eeee, ne oldu şimdi dedim. Kitabın türü öykü-hikaye kitabı olarak belirtilmiş olsa da bambaşka bir tür gibi geldi bana. Hikaye desem değil, roman gibi sanki, tam 210 sayfa. Roman desem o da değil, zaman olarak, bir kasaba minübüsünün tren istasyonuna yaptığı rutin bir seferinin sabahtan akşama kadar olan bir gününü kapsıyor. Mekan olarak da sadece minübüs ve minübüsün takip ettiği yol güzergahı. Bu iki özellik de öyküye özgü. Masalımsı bir yapısı da var, destansı bir yapısı da, şiirsel bir yapısı da... Çok büyük bir okuma keyfi aldım. Yazar öykünün içindeki kişileri ve ortamı o kadar açık ve yalın bir şekilde tasvir etmişki, okurken adeta sizi de kahramanların yanına ve öykünün içine alıyor. Sanki bir anda kendinizi o minübüsünün içinde buluyorsunuz. Ve adeta sokakta, hayatın içinde karşılaştığımız bu kişilerle birlikte gibisiniz. Öykünün kahramanlarının, karekter ve iç dünyalarının sade ve de yalın bir şekilde ortaya konmasının yanında eski zamanlardaki Anadolu kasabalarında mevcut içten, sıcak ve samimi insani ilişkilerine de yazar sanatıyla okuyucuyu adeta imteniyor. Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okuduğum bir kitap. Kitabın yazarı Mustafa Kutlu artık favori yazarlarım arasında. Diğer kitapları şimdiden sıraya girdiler bile...
Mavi Kuş
Mavi KuşMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 201112,1bin okunma
Reklam
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Toplam 22 öykü var, bu kitapta. 22 öykünün tamamında kadına şiddet konu edilmiş. Öyküler kısa ve gerçek hayatta gazetelerde haberlerde sık sık duyduğumuz türden olayları içeriyor. Bildik mevzular olunca, öyküler sıkılmadan, bir çırpıda okunuyor.
Issız Kadınlar Sokağı
Issız Kadınlar SokağıCanan Tan · Doğan Kitap Yayınları · 20191,386 okunma
152 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Meraklıları için tam bir başucu kitabı...
Kitabı toplam beş bölüm olarak düşünebiliriz. İlk bölüm, kitabın neredeyse üçte birini oluşturuyor. Bu bölümde, Karacaoğlan'ın; yaşamı, şiir sanatı, dil ve söyleyiş özellikleri, ölçü ve uyakları kullanışı, yabancı ve eş anlamlı sözcükleri kullanışı, bitki hayvan kumaş ve giysi adlarını kullanışı, yöresel deyim ve sözcükleri kullanışı anlatılıyor. İkinci bölüm ise kitabın diğer üçte birini oluşturuyor. Daha çok Karacaoğlan'ın koşma türünden şiirlerinden örnekler var. Kitabın son üçte birini ise kitabın üçüncü, dördüncü ve beşinci bölümünü oluşturuyor. Burada da Karacaoğlan'ın semai, türkü ve destan türünden örnekleri var. Başlıkta da söylediğim gibi "meraklısı" için tam bir başucu kitabi. Kitabı okurken, Karacaoğlan'ın nerede ve ne zaman doğduğu, nerelerde yaşadığı, bugüne kadar kesin olarak tespit edilmemiş olduğunu öğrendim. Ve bu beni şaşırttı.
Karacaoğlan
KaracaoğlanMuzaffer Uyguner · Bilgi Yayınevi · 199313 okunma
232 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Gözlem, Duygu, İhtiyaç, İstek...
Bu türden kitaplara genellikle olumsuz bakılır ama bu kitap öyle değil. Birkere yazarı "yaşam koçu" şeklinde takılanlardan değil ve konusunun uzmanı. Psikoloji ve terapi üzerine akademik çalışmalar yapmış ve de bir akademik ünvana sahip. Yazar kitapta işlediği konuların hemen hemen çoğunu başlıktaki dört kelimeye dayandırıyor. Yargılamadan ve değerlendirmeden dinlemek ve gözlemlemek, hissedilen duyguların/duygularımızın tesbiti, karşılanmayan ihtiyaç ya da ihtiyaçlar/ihtiyaçlarımız, ne isteniyor/istiyoruz. Kitabı bana şu anda birinci ligde mücadele eden bir basketbol spor kulübünün terapisti olan ve benim de zaman zaman gittiğim terapistim hediye etmişti. Üçüncü defa okudum. Ve okurken coğu cümleye, paragrafa kendimce anlam verdiğim işaretler koydum, çizdim, not yazdım. Ve her okumamda da farklı renk bir kalem kullandım. Kitap neredeyse karalama defteri gibi oldu. Kitabı yüksek olasılıkla dördüncü defa da okurum gibi. Zaten çoğu zaman okumanın haricinde, kitabın ilgili bölümlerine tekrar bakıyorum, çevremde karşılaştığım iletişim kazalarını anlayabilmek için. Bu kitap benim her türlü ilişkide; ev, iş, komşu, arkadaş, akraba ve sosyal hayatta, dara düştüğümde başvurduğum bir başucu kitabı...
Şiddetsiz İletişim
Şiddetsiz İletişimMarshall B. Rosenberg · Remzi Kitabevi · 20111,703 okunma
72 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hikayenin kahramanı Ferdinand'ın ülkesinden kaçıp başka bir ülkede yaşaması ve askerlik görevi nedeniyle tekrar ülkesine çağrılması karşısında, karısıyla birlikte yaşadığı korkuları ve iç muhakemesi konu ediliyor, bu hikayede. Ferdinand'ın karısıyla birlikte yaşadığı bu korku ve bu korkuya karşı birlikte verdikleri mücadele adeta Stefan Zweig'in ve karısının intiharla sonuçlanan yaşam öykülerindeki bir kesit gibi... Bu kitap, bir solukta okunan; iç muhakeme, iç sorgulama ve korku temalı çok iyi bir öyküyü içeriyor.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Halk Kitabevi · 202062,1bin okunma
132 syf.
7/10 puan verdi
·
204 günde okudu
Bu kitap, şair ve yazar Behçet Necatigil'in değişik tarihlerde yayınlanmış olan 15 şiir kitabından seçilip derlenmiş 105 şiirden oluşuyor. Kitabın başında ve sonunda ise şairin yazım hayatı hakkında toplam 12 sayfadan oluşan bilgiler var. Bu haliyle, bu şiir kitabı sanki Behçet Necatigil başucu kitabı gibi. Hem de kısa ve öz. Bilindiği gibi şiirin belli bir tanımı ve kuralı yok, ama şiir akımlarının kendine has bir takım özellikleri var. Bir de her şairin kendi şiir dili var. Behçet Necatigil şiiri de şaire has bir özellikte.
Eski Sokak
Eski SokakBehçet Necatigil · Yapı Kredi Yayınları · 20132,018 okunma
Reklam
248 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
248 sayfa olduğuna bakmayın bir çırpıda okunabilecek bir şiir kitabı. Sayfaların çoğunda iki üç dizelik bir şiir var. Dizeler de bazen bir, bazen iki, çoğunlukla da üç dört kelimeden oluşuyor. Bildiğiniz gibi şiirin pek de bir kalıplaşmış tanımı yok. Her şairin kendine has bir uslubü var. Murathan Mungan'ın bu kitaptaki şiirleri de öyle. Kendine has. Bir yere koyamıyorsunuz. Okurken bazen bazı şiirler için dedim ki: "bunları ismi cismi olmayan birisi yazsa hiç kimse dönüpte bakmaz."
Solak Defterler
Solak DefterlerMurathan Mungan · Metis Yayıncılık · 2016422 okunma
114 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Şairin "Ah'lar Ağacı" şiir kitabını büyük bir keyifle okumuştum. İçime dokunmuştu. Farklı bir şiir dili vardı, bu kitaptaki şiirlerde... Pulbiber Mahallesi kitabındaki şiirleri de aynı heyecanla okumak istedim, aynı keyfi alırım diye. Ama Ah'lar Ağacı kitabındaki okuma keyfini alamadım, Pulbiber Mahallesi şiirlerinde. Sanırım beklentimi yüksek tuttum. Okurken altını çizdiğim, işaretliğim yerleri tekrar okuyup burada paylaşırken hoşlandım. Kitaptaki şiirler biraz mektup gibi, sanki birisine söyleyemediklerini yazmış gibi.. Ve yazım şekli de çoğunlukla alt alta sıralanmış cümleler şeklinde. Ölçü, dörtlük kafiye ve benzeri yok tamamen selbest nesir şeklinde yazılmış. Hatta kimi yerlerde espriler de yapılmış. Okurken bazen ikinci yenilikçi şairlerin "ben şiirimi yazarım, anlaşılıp anlaşılmaması okuyucunun problemi" zihniyetini aklıma getirdi. Farklılıklardan beslenenlere şimdiden keyifli okumalar...
Pulbiber Mahallesi
Pulbiber MahallesiDidem Madak · Metis Yayıncılık · 20079,2bin okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Yıllar önce okuduğum ve yıllar sonra ise ikinci defa tekrar okuduğum, ileriki yıllarda da muhtemelen tekrar okuyacağım bir kitap, Akra'da Bulunan El Yazmalar kitabı. İlk okumamda olduğu gibi bu ikinci okumamda da bir çok cümlenin altını çizdim. Ve bir çok alıntı yaptım bu kitaptan. Ertesi günü ölüm kalım savaşı verecek olan bir topluluğa savaşa motive edici konuşmalar yapılıyor. Konuşmacıya dinleyiciler arasından; başarı, zerafet, cinsellik, yenilgi, yalnızlık, güzellik, sevgi, endişe, sadakat ve benzeri değişik konularda hayatla ilgili sorular soruluyor. Kitap konuşmacının bu sorulara verdiği cevaplardan oluşuyor.
Akra'da Bulunan Elyazması
Akra'da Bulunan ElyazmasıPaulo Coelho · Can Yayınları · 20122,006 okunma
136 syf.
4/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Yazarının isminden ve dünyaca tanınan bir yazar olmasından dolayı aldığım ve okuduğum bir kitap, Kafka'nın Aforizmalar'ı... Ama aradığım tadı bulamadım. Genelde başladığım kitapları yarıda bırakma alışkanlığım olmadığı için de sonuna kadar okudum. Yazarın yaşamının bir döneminde hayatla ilgili zaman zaman not ettiği cümle ve paragraflardan oluşuyor bu kitap.
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Olympia Yayınları · 202028,3bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Bana bir önyargı verin, dünyayı yerinden oynatayım." diyor, romandaki cinayeti araştıran heyetin içinde yer alan eczacı. Sorgu yargıcı da eczacının bu cümlesini, bir dipnotu şeklinde, kendi eliyle ve kırmızı mürekkeple, mahkeme tutanaklarına yazmış. Nobel ödüllü ve Dünyaca tanınan Kolombiyalı Yazar Gabriel García Márquez’in 1981 yılında yayımlanan bu romanı, herkesin birbirini tanıdığı küçük bir Kolombiya kasabasında geçiyor. Usta yazarın aynı zamanda çocukluğunun da geçtiği bu kasabada yıllar önce işlenen bir cinayetin anlatıldığı romanın baş kahramanı ise Arap bir göçmen genci olan Santiago Nasar. Romanın anlatıcısı da cinayetten yıllar sonra söz konusu cinayeti röportaj tekniği ile araştıran Santiago'nun yakın arkadaşı. Beş bölümden oluşan bu kısa roman, bizde de mevcut olan töre cinayetlerinin bir benzerinin arka planını ve cinayete giden dinamikleri ileriki olaylardan gerilerdeki olaylara gidilerek yazılmış. Konu ve olayların adeta bir polisiye romanı gibi işlenmiş olduğu bu romanın önsözünde yazar, "Kırmızı Pazartesi" romanın en iyi romanlarından birisi olduğunu, roman yazımında yapmak istediklerinin tümünü yaptığını beyan etmiş. İşleneceğini herkesin bildiği halde hiç kimsenin engellemeye çalışmadığı romandaki töre cinayeti nezdinde; acımasız törelerin bir halkı nasıl bir kıskaca aldığını, bu kıskacın söz konusu halkı oluşan önyargılarla nasıl bir toplu davranışa sürüklediği, oldukça sürükleyici ve basit, anlaşılır ve akıcı bir dille okuyucuya anlatılıyor.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 198878,1bin okunma
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.