Merhaba
Bugün sizlere yolakademiyayinevi ‘nden Zilan Erbek Arıkan kaleminden Kanatlarımın Altındaki Rüzgar kitabı ile geldim.
Yazarımızın kalemiyle tanışma kitabım oldu ve kalemini çok sevdimher bir öyküsü ayrı ayrı etkileyiciydi.Konusu,anlatımı harika,kesinlikle okumanızı tavsiye ederim Yazarın diğer kitaplarını da çok merak ediyorum,ilerleyen
Yazıldığı konu ve konum itibari ile çok değerli bir kitap galiba alanında ilk ve tek tam araştırmadım ama bu kanayan yaraya bir batılının el atması bunu belli ölçülerde dünyaya duyurması gerçekten takdire şayan bir icraat.
Kitaba gelirsek gerçek kişiler ve hayatlar üzerine kurulu. Tabii ki hikayenin akışı tümü itibari ile o karakterlerle kalmıyor.
Çiğdem bulut with @use.repost
・・・
Merhaba
Bugün sizlere @yolakademiyayinevi ‘nden @zilan_erbek_arikan kaleminden Kanatlarımın Altındaki Rüzgar kitabı ile geldim.
Yazarımızın kalemiyle tanışma kitabım oldu ve kalemini çok sevdim🙏her bir öyküsü ayrı ayrı etkileyiciydi.Konusu,anlatımı harika,kesinlikle okumanızı
Biz, Allah (Subhanehu ve Tealâ)'nın mutlak ve sonsuz adaletine inanırız. Bilindiği gibi bu dünyada herkes işle diği suçun cezasını tam anlamıyla çekmemekte, birtakım haksızlıklar meydana gelmektedir. Ahirette ise durum böyle olmayacak, hiçbir şey gizli kalmayacak, hak yerini bulacak ve Allah, mutlak adaleti ile kötüleri cezalandırıp iyileri mükâfatlandıracaktır. Şu ayet iyilerle kötüleri bir tutmanın ilahî adalete uymayacağını ortaya koymaktadır:
" Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini , inanıp iyi ameller işleyen kimselerle bir tutacağımızı mı sandılar ? Ne kötü hüküm veriyorlar? Allah gökleri ve yeri yerli ye rince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez" (45 Ca siye/21,22)
İyi ile kötünün, zalim ile mazlumun hesaplarının görüleceği o gün Kuran'da "Din günü, ceza ve mükâfat günü" diye nitelendirilmiştir. Bu terimin geçtiği Fatiha süresi beş vakit namazın her rekâtında okunarak, ahiret inancı ve adalet duygusu sürekli canlı tutulmuştur.
Neden alim yetiştiremiyoruz?
Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz:
Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir