Bir gece Palais Royal yakınlarında, uzun, pis bir caddede dolaşıyorduk. İkimiz de düşüncelere dalmış olduğumuz için, en aşağı on beş dakikalık bir zaman boyunca tek bir kelime bile konuşmamıştık. Dupin, birdenbire şu sözle yırttı sessizliği:
"Gerçekten pek ufak tefek bir adamdır o, Theatre des Varietes'ye daha yakışır."
"Şüphesiz