İlhan Engin'in Göç Yolları Tıkadı adlı romanının konusu Trakya'da bir kasabada geçer.Yaklaşan İkinci Dünya Savaşının burada yaşayan kasabalılar üzerindeki etkisi, üzerinde durur.Almanların ilerleyişi, savaştan kesitler zaman zaman okuyucuya gazete haberi gibi romanın içinde verilir.Kahvede toplananların başlıca korkusu savaşın hangi şekilde seyr ettiği ve kendilerini etkileyip etkilemeyeceğidir.Romanın ilerleyen sayfalarında askeri birliklerin hudut sınırına doğru hareketlenmesi ve kasabadan birkaç gencin askere alınması endişeleri iyice doruğa çıkarır.Ailelerini yaklaşan savaşın etkisinden kurtarmak isteyenler başka yerlere gönderir.Böylece Edirne'den başlayarak tüm Trakya bölgesinde savaş çıkma endişesiyle İstanbul ve Anadolu istikametine doğru bir hareketlilik başlar.Yazar savaşın kasabada yaşayan insanlar üzerinde bıraktığı korku ve endişeyi bu romanında çok güzel, akıcı bir dille anlatır.Savaşın getirdiği yoksulluk, açlık romanda ele alınan diğer temalar olarak dikkatl
Hangi yıl olduğunu hatırlamıyorum ama , sonbahar başında soğuk rüzgarların esmeye başladığı akşamlarda içimi ısıtan samimi bir kitap olarak aklımda yer eden bir eserdir.
ÇocukluğumMaksim Gorki · İş Bankası Kültür Yayınları · 201415,7bin okunma
Fena değil diyebileceğim bir casusluk romanı.
Daha önceden bir olay yüzünden ıskartaya ayrılan bir MİT ajanına Orta Doğu'da önemli bir görev verilir, ancak sonrasında işlerin ne kadar karışabileceğini kimse önceden kestiremez.
Polisiye severlerin okumasında her hangi bir sakınca olmayan bir roman
Sınır ÖtesiOsman Aysu · İnkılap Kitabevi · 2009125 okunma
Güney ile Tahir’in nefes kesen aşkının sizi esir almasına hazır olun…
Güney; beyaza yakın sarı saçlı, mavi gözlü, çevresine huzur yayan genç ve güzel Güney... Kardeş acısıyla başetmeye çalışırken bir anda tanıdığı Tahir'ler yüzünden hayatı karmakarışık olan Güney... Tahir'lerden biri kardeşinin katili olduğunu düşündüğü ve intikam almak istediği
Ünlü bir borsacı olan bir şahıs, arkadaşlarına sevgilisini takdim eder ve hep birlikte otobüse binerler.
Sonrasında adam kalbini tutarak yere yığılır ve ölür.
Öldürüldüğü anlaşılan adam ile ilgili olarak soruşturma başlatılır ve otobüsten her hangi bir insanın çıkmasına müsaade edilmediği halde katil bulunamaz.
Bu arada Drury Lane de olaya yardımcı olmaya başlar.
Bütün gözler ölen borsacının ortağındadır.
Acaba gerçekten katil o mudur?
Son derece güzel bir polisiye roman daha
Ölüm OtobüsüEllery Queen · Akba Yayınları · 19794 okunma
Bu kitabın yorumuna nereden başlayım bilemiyorum yayınevinin berbat çevirisi ve editörünün kitabı kontrol etmeden baskıya gönderip bizim sırf imla hataları, yazım hataları, eksik kalan bağlaçlar vs. yoksun kalmamıza neden olmasından mı? Yoksa yazarın absürd bir İskoç karakteri oluşturmasından mı, emin değilim. Yayınevi kitabı öyle iç içe geçirmiş ki hangi paragrafta kim konuşuyor birbirine karışmış. Hoş olmamış. Hele "Aye" kelimesini çevirmeden direk koymaları saçmalığın önce gideniydi, öyle çevrilmeden konsaydı Diana Gabaldon'un Yabancı serisinin kitapları bu kelimeden geçilmezdi... Gelelim karakterlere. Herkes Waryk'i sevmiş olabilir ama kitabın sonlarına doğru karısını öyle bir duruma sokuyor ki çıldırdım. İnanamadım. Dedim bir İskoç adam bunu sevdiği kadına yapmaz. O nedenle de bu karakterin zaten İskoç olmadığına bir kez daha emin oldum, herif o kadar geniş ki evlenmeden önce yattığı kadınla karısının olduğu bir yerde gayet yakın ve daha sonra bir olay nedeniyle o kadını bir de karısının yaşadığı eve yolluyor! Kafa göz dalmak istedim. Kitabın neredeyse ilk 200 sayfası Mellyora'nın kaçmaya çalışmalarına şahit olduk. Valla adamın bu yaptığını okuduktan sonra Mellyora'nın kaçmaları o kadar da saçma gözükmedi gözüme. Bu yazar bir de ödüllü ve çok tutulan biri ve bu kitapla tanışmamız yazar için de pek olumlu olmadı. Neyse tarihi, entrikası bol bir kitap.
Graham Serisi :
1. Come the Morning (1999) - Kader Ağları
2. Conquer the Night (2000)
3. Seize the Dawn (2001)
4. Knight Triumphant (2002)
5. The Lion in Glory (2003)
6. When We Touch (2004)
7. The Queen's Lady (2007)
ilk defa bir kitabı nasıl anlatacağımı hangi katagoriye koyacağımı bilemedim hayatımda okuduğum en değişik kitaptı sadece şunu söylemek istiyrum bu kitap anlatılmaz okunur