Mehmet Fatih Altın
@haraba
veteriner hekim
Gaziantep
31 okur puanı
Aralık 2021 tarihinde katıldı
En sıradan toprakta en güzel çiçekler yetiştirildiği gibi, bu nedenle yoksulluğun karanlık toprağında insanlığın en seçkin çiçekleri gelişir ve çiçek açar
Bir adalet evreninde şikayetçi için yer yoktur ve endişe ruhun intiharıdır. Zihinsel tutumunuzla, sizi bağlayan zincirleri güçlendiriyorsunuz ve etrafınızı kaplayan karanlığı kendiniz çiziyorsunuz. Hayata bakış açınızı değiştirdiğinizde dış yaşamınız da değişecektir.
Her ruh, toplanan deneyimlerin ve düşüncelerin karmaşık bir kombinasyonudur ve beden onun tezahürü için doğaçlama bir araçtır.
Okur Takip Önerileri
Kararlılığı kendi kişisel parolası yapan kişi, başarısızlığın sonunda yorgun düşüp pes ettiğini görecektir. Başarısızlık kararlılıkla başa çıkamaz
Amacımızı tasarladıktan sonra, ne sağa ne de sola bakmadan zihinsel olarak başarıya düzenli bir yol yapmalıyız. Şüpheler ve korkular titizlikle ayıklanmalıdır; onlar doğru çaba çizgisini kıran, çarpık, etkisiz, işe yaramaz olan parçalayıcı unsurlardır. Şüphe ve korku düşünceleri hiçbir şeyi başaramaz ve asla başaramaz. Her zaman başarısızlığa yol açarlar. Amaç, enerji, yapma gücü ve tüm güçlü düşünceler, şüphe ve korkuyla beslendiklerinde biterler.
Büyük bir amacın yakalanmasına hazırlıklı olmayanlar, görevleri ne kadar önemsiz görünse de, görevlerinin hatasız performansı üzerine düşüncelerini sabitlemelidir. Sadece bu şekilde düşünceler toplanabilir ve odaklanabilir, çözüm ve enerji geliştirilebilir, yapılabilir, başarılmayacak hiçbir şey yoktur.
Düşüncesiz, cahil ve küstah, şeylerin kendilerini değil, şeylerin sadece görünen etkilerini gören fırsat, servet ve şansı konuşurlar. Başkalarının zengin olduklarını görerek, "Onların ne kadar şanslı olduklarını" söylüyorlar. Başkalarının entelektüel olduklarını gözlemleyerek, "Onlar ne kadar çok tercih ediliyor!" Diye bağırıyorlar. Ve hala diğerlerinin geniş etkisi ve olgun karakterini düşünmeden, onlar "Fırsat her durumda onlara nasıl yardım ediyor! diye gösteriyorlar. Bu insanların deneyimlerini kazanmak için gönüllü olarak karşılaştıkları denemeleri, başarısızlıkları ve mücadeleleri görmüyorlar; yaptıkları fedakarlıkları, ortaya koydukları sınırsız çabalar, denedikleri inançları, görünüşte aşılmaz olanların üstesinden gelebilecekleri ve kalbinin vizyonunu gerçekleştirebilecekleri hakkında hiçbir bilgiye sahip değiller. Karanlığı ve kalp ağrılarını bilmiyorlar; sadece ışığı ve neşeyi görüyorlar ve buna "şans" diyorlar. Uzun ve zorlu yolculukları görmüyorlar, sadece hoş hedefi görüyorlar ve ona "iyi fırsat" diyorlar. Süreci anlamıyorlar, ama sadece algılıyorlar ve buna "şans " diyorlar
İyi düşünceler ve eylemler asla kötü sonuçlar doğurmaz; kötü düşünceler ve eylemler asla iyi sonuçlar veremez.
Her düşünce tohumu ekilmesine veya zihne düşmesine izin verildiğinde orada kök salar ,kendisini üretir, er yada geç harekete geçerek çiçek açar, kendi fırsatları ve koşullarıyla hasatını verir. İyi düşünceler iyi meyveler, kötü düşünceler kötü meyveler verir .
Yazar Jim Rohn, "İnsan en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır," der. İnsanın düşünce ve davranışları iletişim ve etkileşim içinde olduğu diğer insanlardan etkilenir.
Hem "son günümüzmüş" hem de "ilk günümüzmüş" gibi yaşamak anlam kazanıyor. Son günümüz, çünkü ölüm denilen bir gerçek var. Ama aynı zamanda "ilk günümüz"; çünkü önümüzde yatırım yapmamız, oluşturmamız gereken bir gelecek duruyor. Yaşam boyu bunun dengesini bulmak ve bu dengeyi korumak gerekir.
Fâtır-ı Hakîm ve Kàdir-i Alîm, kemal-i intizamla her şeyi güzel yaratmış, güzel teçhiz etmiş, güzel gayelere tevcih etmiş, güzel vazifelerle tavzif etmiş, güzel tesbihat yaptırıyor, güzel ibadet ettiriyor. Ey insan! İnsan isen şu güzel işlere, tabiatı, tesadüfü, abesiyeti, dalaleti karıştırma; çirkin etme, çirkin yapma, çirkin olma.
Hayatında belirli bir düzeni ne kadar korumaya çalışırsan çalış, kendini yanlışlara, kusurlara karşı ne kadar korumak istersen iste, her zaman gözden kaçıracağın bir leke, bir hata olacaktır. Seni hep bir sürpriz bekleyecektir.
Karı koca olmak sosyal kimliğin ötesinde bir ruhtur. İşte o ruhun özü paylaşılan inanç ve değerlerdir.