2023’te Yunus Nadi Roman Ödülü’nü Harika Bir Hayat ile Hikmet Hükümenoğlu aldı. Ben,
Körburun ve Atmaca romanlarıyla tanıdım yazarı.
Harika Bir Hayat, İstanbulun işgal yıllarından başlayıp 1950’lerin sonuna kadar süren bir dönem romanı. Kitabın merkezinde “Harika” adlı karakterin hayatı yer alıyor. Romanın teması Harika ve annesinin çatışmasına dayanıyor, Harika’nın duyguları, tavırları, hayattaki rolleri hep annesi ile olan ilişkisi çerçevesinde şekilleniyor. Harika; zeki, kültürlü, eğitimli ve özel yetenekleri olan; eskilerin deyimiyle ismiyle müsemma bir kız fakat annesinin gözünde hiçbir zaman mükemmel biri olamıyor.
Ahşap evlerde verilen davetler, mangalda pişen kahveler, dönemin yazarları ile edebiyat üzerine sohbetler, o yıllarda çıkan gazete ve dergiler, şiire, tiyatroya olan ilgi gibi dönemin zihniyetini yansıtan özellikler yer alıyor yapıtta. İşgal yıllarında İstanbul’da hayat, Birinci Dünya Savaşı’nın sosyal yaşama etkileri, Cumhuriyetin kazanımları, Türk kadınının yaşam şekli, Tek Partili Dönem, varlık vergisi, İkinci Dünya Savaşı’nda ülkemizin durumu…Tüm bu olaylar dipnotlara başvurularak ve tarihe sadık kalınarak veriliyor. Bir yandan da yazar; bu gerçekliği yumuşatmak için kurmaca karakterlerin hikâyelerini bize anlatıyor.
Romanda; Nazım Hikmet, Yahya Kemal, Suat Derviş, Melih Cevdet Anday, Ahmet Haşim, Yusuf Ziya, Orhan Seyfi gibi Türk edebiyatının ünlü isimlerine de rastlıyoruz. Eserde tüm bu tasvir edilen dönemlere ve gerçekliğe uygun bir dil ve anlatım tercih ediliyor. Hikmet Hükümenoğlu’na emeğinize yüreğinize sağlık diyorum.Nicelerine…
Kızların Suskunluğu nu okuduktan sonra bu kitabı da okuma listeme eklemiştim. Çok gecikmişim okumak için. Yazarın dili harika. Ben normalde bu kadar çok betimleme ve tasvir olan kitapları çok okuyamam sıkılırım ama yazar o kadar güzel yapmış ki hayran kaldım ve asla sıkılmadım. Konusuna aslında dışarıdan bakılınca Troya Savaşı falan diyip hemen geçebilirsiniz (ki bende öyle yapıp iki sene beklettim sanırım) ama yazar konuyuda gayet başarılı bir şekilde işlemiş. Karakterlerin yaşadığı çoğu duyguyu bende onlarla hissettim. Özellikle Patroklos'un ölümünde Akhilleus'un hissettiği her şeyi birebir hissettim. Sanırım kitabı yanımda taşıyıp sürekli açıp açıp okuyacağım. Bu sene okuduğum en iyi kitap olabilir ve öyle kalacağını düşünüyorum.
